Ruminate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ruminate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ruminate Kelimesinin Anlamı

Ruminate, bir konu üzerinde düşünmek, düşüncelere dalmak, kafada düşünceleri döndürmek anlamına gelir. Ayrıca, geviş getiren hayvanların yemlerini tekrar çiğneyerek sindirmelerine de atıfta bulunabilir.

Örnek Cümleler:

  1. I can’t stop ruminating about my upcoming job interview. (Gelecek iş görüşmem hakkında düşünmeyi durduramıyorum.)
  2. He spent hours ruminating on what he should do next. (Ne yapması gerektiği hakkında saatlerce düşündü.)
  3. She was ruminating about her past mistakes and regrets. (Geçmişte yaptığı hatalar ve pişmanlıklar hakkında düşünüyordu.)
  4. The cows were ruminating in the field. (İnekler tarlada geviş getiriyordu.)
  5. He ruminated on the idea for weeks before presenting it to the team. (Fikri ekibe sunmadan önce haftalarca üzerinde düşündü.)
  6. I always ruminate on my mistakes and it’s hard to move on. (Hatalarımı sürekli düşünürüm ve ilerlemek zor olur.)
  7. She sat in silence, ruminating over what had just happened. (Sessizce oturdu ve olanları düşündü.)
  8. The team leader ruminated over the problem before coming up with a solution. (Takım lideri, bir çözüm bulmadan önce problem üzerinde düşündü.)
  9. He couldn’t sleep because he was ruminating on his financial problems. (Maddi sorunları hakkında düşünmekten uyuyamadı.)
  10. The professor ruminated on the question before answering it. (Profesör, soruyu cevaplamadan önce düşündü.)
  11. She spent the weekend ruminating on her relationship problems. (Hafta sonunu ilişki sorunları hakkında düşünerek geçirdi.)
  12. The speaker ruminated on the importance of education in today’s society. (Konuşmacı, bugünün toplumunda eğitimin önemi üzerine düşündü.)
  13. He ruminated over the menu before finally deciding on what to order. (Sipariş vermeden ö

    nce menü üzerinde düşündü.)

  14. The writer ruminated on the theme of his next novel. (Yazar, bir sonraki romanının teması üzerine düşündü.)
  15. She couldn’t concentrate on her work because she was ruminating on a recent argument with her friend. (Arkadaşıyla yaşadığı son tartışmayı düşündüğü için işine odaklanamadı.)
  16. He spent hours ruminating over his decision to quit his job. (İşini bırakma kararı hakkında saatlerce düşündü.)
  17. The athlete ruminated on her performance after the race. (Yarıştan sonra performansını düşündü.)
  18. The CEO ruminated on the company’s future direction. (CEO, şirketin gelecekteki yönü hakkında düşündü.)
  19. He couldn’t stop ruminating on his past mistakes and it was affecting his mental health. (Geçmiş hataları hakkında düşünmeyi durduramadı ve zihinsel sağlığına etki ediyordu.)
  20. She ruminated over the possibilities of what could go wrong. (Yanlış gidebilecek olasılıklar hakkında düşündü.)
  21. The committee ruminated over the proposal before making a decision. (Komite, karar vermeden önce teklif üzerinde düşündü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.