Rudimental-Rudimentary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rudimental-Rudimentary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rudimental ve Rudimentary Nedir?

Rudimental kelimesi, temel veya ilkel anlamına gelirken, Rudimentary kelimesi de basit, yetersiz veya ilk hali anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Rudimentary knowledge of English won’t help you much in this globalized world. (İngilizcenin rudimentary bilgisi bu küreselleşen dünyada size çok yardımcı olmayacak.)
  2. You must learn the rudiments of coding before starting to write complex programs. (Karmaşık programlar yazmaya başlamadan önce kodlama temellerini öğrenmelisiniz.)
  3. She has only a rudimentary understanding of the topic, so she can’t answer your questions. (Konunun sadece rudimentary bir anlayışına sahip olduğu için sorularınıza cevap veremiyor.)
  4. Our early ancestors used rudimentary tools for hunting and gathering. (Erken atalarımız, avlanma ve toplama için rudimentary araçlar kullandılar.)
  5. I have a rudimentary grasp of Spanish, but I can manage to order food in a restaurant. (İspanyolcaya rudimentary bir hakimiyetim var ama restoranda yemek sipariş etmeyi yönetebilirim.)
  6. The team needs to focus on the rudiments of defense if they want to win the game. (Oyunu kazanmak istiyorlarsa takım savunmasının rudiments’ına odaklanmaları gerekiyor.)
  7. He has a rudimentary knowledge of cooking, but he can prepare a decent meal. (Pişirme konusunda rudimentary bir bilgisi var ama iyi bir yemek hazırlayabilir.)
  8. The school offers a course in rudimentary computer skills for beginners. (Okul, acemiler için rudimentary bilgisayar becerileri kursu sunar.)
  9. The students were taught the rudiments of mathematics in elementary school. (Öğrencilere ilkokulda matematiğin rudiments’ı öğretildi.)
  10. The old car had only a rudimentary sound system, so we couldn’t listen to music properly. (Eski arabada sadece rudimentary bir ses sistemi vardı, bu yüzden müziği düzgün şekilde dinleyemedik.)
  11. The rudimentary shelter provided some protection from the rain, but it wasn’t very comfortable. (Rudimentary barınak, yağmurdan biraz koruma sağladı, ancak çok rahat değildi.)
  1. The artist started with a rudimentary sketch of the portrait before adding details. (Sanatçı, ayrıntıları eklemeden önce portrenin rudimentary bir taslağıyla başladı.)
  2. The child’s rudimentary understanding of the story was enough for him to enjoy it. (Çocuğun hikayenin rudimentary anlayışı, onun keyif alması için yeterliydi.)
  3. The scientists discovered rudimentary forms of life in the deep sea. (Bilim adamları, derin denizde rudimentary yaşam formları keşfettiler.)
  4. The company provides rudimentary training to new employees before assigning them to their jobs. (Şirket, yeni çalışanlara işlerine atamadan önce rudimentary eğitim sağlar.)
  5. The rudiments of public speaking include good posture, clear articulation, and eye contact. (Kamu konuşmanın rudiments’ı iyi duruş, net articulation ve göz temasını içerir.)
  6. The book gave only a rudimentary introduction to the topic, so I had to do further research. (Kitap, konuya sadece rudimentary bir giriş yaptığı için daha fazla araştırma yapmam gerekti.)
  7. The new smartphone has a rudimentary camera that takes decent pictures. (Yeni akıllı telefonun rudimentary bir kamerası var ve iyi fotoğraflar çekiyor.)
  8. The team built a rudimentary raft to cross the river, but it was not very stable. (Takım, nehirleri geçmek için rudimentary bir sal inşa etti, ancak çok stabil değildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.