Rub İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rub İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rub kelimesi Türkçe anlamı:

Rub kelimesi Türkçe’de “ovmak” veya “sürtmek” anlamına gelir. Ayrıca, bir yüzeyi diğerine karşı sertçe sürmek veya temas ettirmek anlamına da gelir.

Örnek cümleler:

  1. She rubbed her hands together to warm them up. (Ellerini ısıtmak için birbirine ovuşturdu.)
  2. He rubbed his eyes and yawned before getting out of bed. (Yataktan çıkmadan önce gözlerini ovuşturdu ve esnedi.)
  3. I rubbed my forehead, trying to relieve the headache. (Başımın ağrısını hafifletmek için alnımı ovuşturdum.)
  4. The dog rubbed its head against my leg. (Köpek bacağıma başını sürterek sevgi gösterisinde bulundu.)
  5. She rubbed the stain on the shirt with soap and water. (Gömlekteki lekeyi sabun ve suyla ovmaya başladı.)
  6. He rubbed the pencil on the paper until it broke. (Kalem kağıda kadar ovdu ve kırıldı.)
  7. The athlete rubbed her sore muscles after the race. (Sporcu yarıştan sonra ağrıyan kaslarını ovdu.)
  8. The cat rubbed against my leg and purred. (Kedi bacağıma süründü ve mırıldandı.)
  9. He rubbed his hands together in excitement. (Heyecanla ellerini ovuşturdu.)
  10. She rubbed the surface of the table to make it shine. (Masanın yüzeyini parlatmak için ovmaya başladı.)
  11. The toddler rubbed his eyes and yawned, showing signs of being tired. (Küçük çocuk gözlerini ovuşturdu ve yorgun olduğunu gösterdi.)
  12. He rubbed the coin between his fingers, admiring its shine. (Parayı parlatmak için parmakları arasında ovdu ve parladığını hayranlıkla izledi.)
  13. The teacher rubbed the whiteboard clean with a cloth. (Öğretmen tahtayı temizlemek için bezle ovdu.)
  14. The parents rubbed the baby’s back to help her burp. (Anne-baba bebeğin sırtını ovuşturarak gaz çıkarmasına yardımcı oldular.)
  15. She rubbed her temples to relieve the stress. (Stresi hafifletmek için şakaklarını ovuşturdu.)
  16. He rubbed his hands together to create friction and start a fire. (Ateş yakmak için ellerini birbirine ovuşturdu ve sürttü.)
  17. The masseuse rubbed the client’s sore muscles to ease the pain. (Masör, müşterinin ağrıyan kaslarını ovdu ve ağrıyı hafifletti.)
  18. The hiker rubbed his sore feet after a long walk. (Yürüyüşten sonra ağrıyan ayaklarını ovdu.)
  19. She rubbed the brass lamp until it shone like new. (Bakır lambayı yeni gibi parlatana kadar

ovdu.)
20. The carpenter rubbed the wood with sandpaper to smooth out the rough edges. (Marangoz, keskin kenarları düzleştirmek için ahşabı zımparaladı.)

(Her örnek cümle, kalın ve mavi HTML etiketi ile yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.