Row İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Row İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Row Nedir?

Row, Türkçe karşılığı satır olan kelime, sıralı bir dizi veya grup anlamına gelir. Satırlar genellikle tablolarda kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The row of houses looked beautiful in the sunlight. (Evlerin sıraları güneş ışığında güzel görünüyordu.)
2. I always choose to sit in the front row at the cinema. (Sinemada her zaman ön sırada oturmaya tercih ederim.)
3. The farmer planted rows of corn in his field. (Çiftçi, tarlasına mısır sıraları ekti.)
4. The choir members stood in a row on the stage. (Koro üyeleri sahnede bir sırada durdular.)
5. The students lined up in a row to board the bus. (Öğrenciler, otobüse binmek için bir sırada dizildiler.)
6. She had to solve the math problems in a row without a break. (Ardı ardına bir mola vermeden matematik problemlerini çözmek zorunda kaldı.)
7. The racecars sped down the straight row. (Yarış arabaları düz sıraya hızla ilerledi.)
8. I have to sew a row of buttons onto my shirt. (Gömleğime bir düğme sırası dikmek zorundayım.)
9. The rows of bookshelves in the library were neatly organized. (Kütüphanedeki kitap rafı sıraları düzenliydi.)
10. The wine bottles were neatly arranged in a row on the shelf. (Şarap şişeleri raflarda düzgün bir şekilde sıralanmıştı.)
11. The soldiers marched in perfect rows. (Askerler kusursuz bir şekilde sıralar halinde yürüdü.)
12. The row of trees provided shade on a hot day. (Ağaçların sırası, sıcak bir günde gölge sağladı.)
13. The students were assigned seats in a row for the exam. (Öğrenciler sınava bir sırada yerlerine oturttular.)
14. She won three races in a row. (Ardı ardına üç yarış kazandı.)
15. The row of shops along the street were all closed on Sunday. (Sokaktaki dükkanların sırası Pazar günü hepsi kapalıydı.)
16. The orchestra musicians sat in a row on the stage. (Orkestra müzisyenleri sahnede bir sırada oturdular.)
17. The row of houses had different colored doors. (Evlerin sırasında farklı renkli kapılar vardı.)
18. I have to plant a row of flowers in my garden. (Bahçemde bir çiçek sırası dikmek zorundayım.)
19. The row of cars in the parking lot were all new models. (Parktaki araçların sırası hepsi yeni modellerdi.)
20. The students had to stand in a row for the class photo. (Öğrenciler, sınıf fotoğrafı için bir sırada durmak

More Examples:

21. The row of flags along the street represented different countries. (Sokaktaki bayrakların sırası farklı ülkeleri temsil ediyordu.)
22. The rows of grapes in the vineyard were ready to be harvested. (Bağdaki üzüm sıraları hasat için hazırdı.)
23. The row of seats in the concert hall were all filled with excited fans. (Konser salonundaki koltuk sırası heyecanlı hayranlarla doluydu.)
24. She had to type a row of letters for her boss. (Patronu için bir harf sırası yazması gerekiyordu.)
25. The row of apartment buildings had a view of the park. (Apartman binalarının sırası park manzarasına sahipti.)
26. The rows of stitches on the quilt were all even. (Yorganın dikiş sıraları hepsi düzgündü.)
27. The row of streetlights provided light for the nighttime joggers. (Sokak lambaları gece koşucuları için ışık sağladı.)
28. The students had to arrange themselves in a row for the dance performance. (Öğrenciler dans gösterisi için kendilerini bir sıraya yerleştirmek zorundaydılar.)
29. The row of telephone poles along the road had wires connecting them. (Yol boyunca telefon direklerinin sırası aralarında tellerle bağlıydı.)
30. The row of teeth on the comb were all clean. (Taranın dişleri hepsi temizdi.)
31. The row of buttons on the elevator panel were all lit up. (Asansör panelindeki düğme sırası hepsi aydınlatıldı.)
32. The row of houses in the historic district were all beautifully restored. (Tarihi bölgedeki evlerin sırası hepsi güzel bir şekilde restore edildi.)
33. The row of lockers in the school hallway were all painted red. (Okul koridorundaki dolapların sırası hepsi kırmızıya boyanmıştı.)
34. The row of contestants for the beauty pageant all looked stunning. (Güzellik yarışması için yarışmacıların sırası hepsi çarpıcı görünüyordu.)
35. The row of medals on his chest showed his accomplishments. (Göğsündeki madalya sırası başarılarını gösterdi.)
36. The row of ingredients on the kitchen counter were all ready to be used. (Mutfak tezgahındaki malzeme sırası hepsi kullanılmaya hazırdı.)
37. The row of statues in the park were all of historical figures. (Parktaki heykel sırası hepsi tarihi figürlerdi.)
38. The row of letters on the computer keyboard were all in alphabetical order. (Bilgisayar klavyesindeki harf sırası hepsi alfabetik sıraya göre düzenliydi.)
39. The row of footsteps in the snow led to the cabin. (Kar üzerindeki ayak izi sırası kabinin yolunu gösterdi.)
40. The row of lockers in the gym were all labeled with student