Rout İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rout İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

ROUT (yönlendirme)

Rout, bir yerden diğerine gitmek için izlenen yol, rotadır. Ayrıca, bir şeyin veya birinin bir yere yönlendirilmesi anlamında da kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I followed the rout and finally found the hotel. (Rotayı takip ettim ve sonunda oteli buldum.)

2. The GPS device provides the best rout to reach the destination. (GPS cihazı varış noktasına ulaşmak için en iyi rotayı sağlar.)

3. The teacher rout the students to the laboratory. (Öğretmen öğrencileri laboratuvara yönlendirdi.)

4. The police officer tried to rout the crowd away from the accident site. (Polis memuru, kazadan uzaklaşmaları için kalabalığı yönlendirmeye çalıştı.)

5. The company changed its rout to reduce transportation costs. (Şirket, taşıma maliyetlerini azaltmak için rotasını değiştirdi.)

6. The rout to the mountain summit was difficult but rewarding. (Dağ zirvesine giden rota zor ama ödüllendiriciydi.)

7. The new employee needed some guidance on the rout to the office. (Yeni çalışanın ofise giden rotada bazı yönlendirmelere ihtiyacı vardı.)

8. The airline announced a new rout to Europe. (Havayolu şirketi, Avrupa’ya yeni bir rota açıkladı.)

9. The delivery truck driver had to take a different rout due to road closure. (Teslimat kamyonu sürücüsü, yol kapatılması nedeniyle farklı bir rotayı almak zorunda kaldı.)

10. The rout of the parade was changed due to the construction work. (Geçit töreninin rotası, inşaat çalışmaları nedeniyle değiştirildi.)

11. The company’s rout to success was paved with hard work and dedication. (Şirketin başarı rotası, çalışkanlık ve özveriyle döşendi.)

12. The tour guide explained the rout to the historical sites. (Tur rehberi, tarihi yerlere giden rotayı açıkladı.)

13. The rout of the river was altered by the flood. (Nehrin rotası sel tarafından değiştirildi.)

14. The coach instructed the players on the best rout to score a goal. (Antrenör, gol atmaları için en iyi rotayı oyunculara yönlendirdi.)

15. The hiker took a wrong rout and got lost in the forest. (Yürüyüşçü yanlış bir rotayı takip etti ve ormanda kayboldu.)

16. The traffic was congested due to an accident on the rout. (Trafik kaza nedeniyle rota üzerinde sıkışıktı.)

17. The airplane’s rout was altered due to bad weather conditions. (Uçak rot

18. The company’s marketing team was brainstorming new routs to reach more customers. (Şirketin pazarlama ekibi, daha fazla müşteriye ulaşmak için yeni rotalar üzerinde beyin fırtınası yapıyordu.)

19. The tour bus took a scenic rout through the countryside. (Tur otobüsü, kırsal kesimden geçen manzaralı bir rotayı aldı.)

20. The politician promised to rout out corruption from the government. (Politikacı, hükümetten yolsuzluğu yok etme sözü verdi.)

Translation:

1. Rotayı takip ettim ve sonunda oteli buldum.
2. GPS cihazı varış noktasına ulaşmak için en iyi rotayı sağlar.
3. Öğretmen öğrencileri laboratuvara yönlendirdi.
4. Polis memuru, kazadan uzaklaşmaları için kalabalığı yönlendirmeye çalıştı.
5. Şirket, taşıma maliyetlerini azaltmak için rotasını değiştirdi.
6. Dağ zirvesine giden rota zor ama ödüllendiriciydi.
7. Yeni çalışanın ofise giden rotada bazı yönlendirmelere ihtiyacı vardı.
8. Havayolu şirketi, Avrupa’ya yeni bir rota açıkladı.
9. Teslimat kamyonu sürücüsü, yol kapatılması nedeniyle farklı bir rotayı almak zorunda kaldı.
10. Geçit töreninin rotası, inşaat çalışmaları nedeniyle değiştirildi.
11. Şirketin başarı rotası, çalışkanlık ve özveriyle döşendi.
12. Tur rehberi, tarihi yerlere giden rotayı açıkladı.
13. Nehrin rotası sel tarafından değiştirildi.
14. Antrenör, gol atmaları için en iyi rotayı oyunculara yönlendirdi.
15. Yürüyüşçü yanlış bir rotayı takip etti ve ormanda kayboldu.
16. Trafik kaza nedeniyle rotada sıkışıktı.
17. Uçağın rotası kötü hava koşulları nedeniyle değiştirildi.
18. Şirketin pazarlama ekibi, daha fazla müşteriye ulaşmak için yeni rotalar üzerinde beyin fırtınası yapıyordu.
19. Tur otobüsü, kırsal kesimden geçen manzaralı bir rotayı aldı.
20. Politikacı, hükümetten yolsuzluğu yok etme sözü verdi.