Rose İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rose İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rose

Rose, Türkçede “gül” anlamına gelmektedir. Gül, dünyanın dört bir yanında popüler bir çiçektir ve birçok farklı amaç için kullanılır. Aşağıda, “rose” kelimesinin İngilizce cümlelerde kullanıldığı 20 örnek bulunmaktadır.

  1. The rose is often considered the queen of flowers. (Gül genellikle çiçeklerin kraliçesi olarak kabul edilir.)
  2. She wore a beautiful rose in her hair. (Saçında güzel bir gül taktı.)
  3. He gave her a bouquet of red roses for Valentine’s Day. (Sevgililer Günü’nde ona kırmızı güllerden oluşan bir demet verdi.)
  4. The rose garden in the park is in full bloom. (Parktaki gül bahçesi tamamen çiçek açmış durumda.)
  5. The rose petals were soft and fragrant. (Gül yaprakları yumuşak ve hoş kokulu idi.)
  6. She pricked her finger on a thorn of the rose bush. (Gül çalısının dikenine parmaklarını batırdı.)
  7. The rose symbolizes love and passion. (Gül aşk ve tutkuyu simgeler.)
  8. He proposed to her in a rose garden. (Gül bahçesinde ona evlenme teklif etti.)
  9. The rose is used in perfumes and cosmetics. (Gül parfüm ve kozmetiklerde kullanılır.)
  10. She decorated the cake with edible rose petals. (Yemek yapılabilen gül yaprakları ile pastayı süsledi.)
  11. The rose bush needs to be pruned regularly to stay healthy. (Gül çalısı sağlıklı kalmak için düzenli olarak budanmalıdır.)
  12. The rose wine had a delicate flavor. (Gül şarabı hafif bir tada sahipti.)
  13. He painted a still life of a vase of roses. (Gül dolu bir vazoyu natürmort olarak resmetti.)
  14. The rose hips can be used to make tea. (Gül kalçaları çay yapmak için kullanılabilir.)
  15. She received a single red rose from her secret admirer. (Gizli hayranından tek bir kırmızı gül aldı.)
  16. The rose-colored curtains added a warm touch to the room. (Gül rengi perde odaya sıcak bir hava kattı.)
  17. He wore a rose lapel pin to the wedding. (Düğüne gül broş takmıştı.)
  18. The rose petals fell gently onto the ground. (Gül yaprakları yavaşça yere düştü.)
  19. She planted a rose bush in memory of her grandmother. (Büyükannesi anısına bir gül çalısı dikti.)
  20. The rose is a classic symbol of romance. (Gül klasik bir romantizm simgesidir.)
  1. The rose garden was a popular spot for wedding photos. (Gül bahçesi düğün fotoğrafları için popüler bir yerdi.)
  2. The rose petals were scattered along the aisle at the wedding ceremony. (Düğün töreninde gül yaprakları koridor boyunca dağıtıldı.)
  3. She had a tattoo of a rose on her wrist. (Bileğinde bir gül dövmesi vardı.)
  4. The rosebuds had not yet fully bloomed. (Gül tomurcukları henüz tam olarak çiçek açmamıştı.)
  5. He gave her a dozen long-stemmed roses for their anniversary. (Yıldönümlerinde ona uzun saplı bir düzine gül hediye etti.)
  6. The rose garden was carefully tended to by the park’s gardener. (Gül bahçesi parkın bahçıvanı tarafından özenle bakım yapıldı.)
  7. The rose-scented soap was a popular souvenir at the gift shop. (Gül kokulu sabun hediyelik eşya dükkanında popüler bir hatıra olarak satılıyordu.)
  8. She felt a sense of calm as she walked through the rose garden. (Gül bahçesinden geçerken bir huzur hissi yaşadı.)
  9. The rose petals were used in ancient times to make perfume. (Gül yaprakları eski zamanlarda parfüm yapmak için kullanılırdı.)
  10. The rose bush had grown so large that it needed to be transplanted to a larger pot. (Gül çalısı o kadar büyümüştü ki daha büyük bir saksıya nakledilmesi gerekiyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.