Rivet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rivet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rivet Nedir?

Rivet, iki parçayı birleştirmek için kullanılan bir metal bağlantı elemanıdır. İki parça arasında geçirilen rivet, uçları ezilerek birleştirilir ve sıkıca kilitlenir.

Örnek Cümleler:

1. She fixed her bag with a rivet. (Çantasını bir rivetle tamir etti.)
2. The metal plate was attached with rivets. (Metal levha, rivetlerle sabitlendi.)
3. He used a rivet to secure the two pieces of metal. (İki metal parçasını birbirine bağlamak için bir rivet kullandı.)
4. The rivet gun made it easy to attach the rivets. (Rivet tabancası, rivetleri bağlamayı kolaylaştırdı.)
5. The rivet heads were painted to match the color of the metal. (Rivet başları, metalin rengine uyacak şekilde boyandı.)
6. The rivets held the leather straps in place. (Rivetler, deri kayışları yerinde tuttu.)
7. The rivets on his jeans added an edgy touch to his outfit. (Kot pantolonundaki rivetler, kıyafetine keskin bir dokunuş kattı.)
8. She hammered the rivet until it was flush with the metal. (Rivet, metal ile aynı seviyeye gelene kadar çekiçledi.)
9. The airplane’s fuselage was constructed using rivets. (Uçağın gövdesi, rivetler kullanılarak inşa edildi.)
10. The rivets on the belt were starting to rust. (Kemerdeki rivetler paslanmaya başlamıştı.)
11. He had to drill out the old rivets before replacing them. (Değiştirmeden önce eski rivetleri delmek zorunda kaldı.)
12. The rivets gave the construction extra strength. (Rivetler, yapının ekstra dayanıklılık kazanmasını sağladı.)
13. The rivets on the bridge were checked regularly for any signs of wear. (Köprüdeki rivetler, herhangi bir aşınma belirtisi için düzenli olarak kontrol edildi.)
14. The rivets had to be heated before they could be hammered into place. (Rivetler, yerlerine çekiçlenmeden önce ısıtılması gerekiyordu.)
15. She admired the handiwork that went into the riveted metal sculpture. (Rivetlenmiş metal heykeldeki işçiliği beğendi.)
16. The rivets on the roof were loosened by the wind. (Rüzgar tarafından çatıdaki rivetler gevşetildi.)
17. The company specialized in manufacturing rivets for various industries. (Şirket, çeşitli endüstriler için rivet üretiminde uzmanlaşmıştı.)
18. The rivets on the jacket gave it a vintage look. (Ceketin üzerindeki rivetler, ona vintage bir görünüm kazandırdı.)
19. The riveting process was loud and repetitive. (Rivetleme işlemi gürültülü ve tekrar

  1. The rivet was too short, so he had to use a longer one instead. (Rivet çok kısaydı, bu yüzden yerine daha uzun bir tane kullanmak zorunda kaldı.)

(Türkçe çeviriler eğik yazılmıştır.)

  1. Çantasını bir rivetle tamir etti.
  2. Metal levha, rivetlerle sabitlendi.
  3. İki metal parçasını birbirine bağlamak için bir rivet kullandı.
  4. Rivet tabancası, rivetleri bağlamayı kolaylaştırdı.
  5. Rivet başları, metalin rengine uyacak şekilde boyandı.
  6. Rivetler, deri kayışları yerinde tuttu.
  7. Kot pantolonundaki rivetler, kıyafetine keskin bir dokunuş kattı.
  8. Rivet, metal ile aynı seviyeye gelene kadar çekiçledi.
  9. Uçağın gövdesi, rivetler kullanılarak inşa edildi.
  10. Kemerdeki rivetler paslanmaya başlamıştı.
  11. Değiştirmeden önce eski rivetleri delmek zorunda kaldı.
  12. Rivetler, yapının ekstra dayanıklılık kazanmasını sağladı.
  13. Köprüdeki rivetler, herhangi bir aşınma belirtisi için düzenli olarak kontrol edildi.
  14. Rivetler, yerlerine çekiçlenmeden önce ısıtılması gerekiyordu.
  15. Rivetlenmiş metal heykeldeki işçiliği beğendi.
  16. Rüzgar tarafından çatıdaki rivetler gevşetildi.
  17. Şirket, çeşitli endüstriler için rivet üretiminde uzmanlaşmıştı.
  18. Ceketin üzerindeki rivetler, ona vintage bir görünüm kazandırdı.
  19. Rivetleme işlemi gürültülü ve tekrarlayıcıydı.
  20. Rivet çok kısaydı, bu yüzden yerine daha uzun bir tane kullanmak zorunda kaldı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.