Rival İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rival İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rival

Rival kelimesi “rakip” anlamına gelir. İki veya daha fazla kişi, takım veya şirket arasındaki rekabeti ifade eder.

1. My biggest rival in the competition is John.
   (En büyük rakibim yarışmada John.)
2. Coca-Cola and Pepsi are rival companies in the beverage industry.
   (Coca-Cola ve Pepsi içecek sektöründe rakip şirketlerdir.)
3. The two football teams have been rivals for many years.
   (İki futbol takımı uzun yıllardır rakiptirler.)
4. The rival gangs fought for control of the neighborhood.
   (Rakip çeteler mahallenin kontrolü için savaştılar.)
5. The two actresses are rumored to be rivals on set.
   (İki aktris sette rakip oldukları söyleniyor.)
6. The rival political parties are campaigning vigorously for the upcoming election.
   (Rakip siyasi partiler önümüzdeki seçimler için yoğun bir şekilde kampanya yapıyorlar.)
7. The two companies are in a fierce rivalry for market share.
   (İki şirket, pazar payı için şiddetli bir rekabet içinde.)
8. The rival basketball teams faced each other in the championship game.
   (Rakip basketbol takımları şampiyonluk maçında karşı karşıya geldiler.)
9. The two professors are academic rivals, constantly trying to outdo each other.
   (İki profesör akademik rakipler, sürekli birbirlerini geçmeye çalışıyorlar.)
10. The two chefs have been friendly rivals for years, always pushing each other to be better.
    (İki şef yıllardır dostça rakiplerdir, her zaman birbirlerini daha iyi olmaya teşvik ederler.)
11. The rival newspapers have very different political leanings.
    (Rakip gazetelerin çok farklı siyasi görüşleri var.)
12. The rival teams have a long-standing history of intense competition.
    (Rakip takımların yoğun rekabetinin uzun bir geçmişi var.)
13. The two businesses have been bitter rivals ever since they opened in the same neighborhood.
    (İki işletme aynı mahallede açıldığından beri acı rakiplerdir.)
14. The rival coaches have very different coaching styles.
    (Rakip antrenörlerin çok farklı antrenman tarzları var.)
15. The two fashion designers are constantly trying to outdo each other in the industry.
    (İki moda tasarımcısı sürekli endüstride birbirlerini geçmeye çalışıyorlar.)
16. The rival bands have been competing for the top spot on the charts.
    (Rakip gruplar, listelerin en üst sırası için yarışıyorlar.)
17. The rival political candidates have been engaged in a heated debate.
    (Rakip siyasi adaylar hararetli bir tartışmaya girdiler.)
18. The two rival armies clashed in a fierce battle.
    (İki

ordular şiddetli bir savaşta çarpıştılar.)
19. The rival companies are constantly trying to come up with new and innovative products to outdo each other.
(Rakip şirketler sürekli birbirlerini geçmek için yeni ve yenilikçi ürünler geliştirmeye çalışıyorlar.)

20. The two rival high schools have a long-standing rivalry in sports.
    (İki rakip lise sporlarda uzun bir geçmişe sahip.)