Rippling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rippling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rippling

Rippling, “dalgalanma” anlamına gelir. Bu kelime genellikle su yüzeyindeki dalgalanmayı ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The rippling of the lake was calming to watch. (Gölün dalgalanması izlemesi sakinleştiriciydi.)
2. The wind caused rippling waves in the ocean. (Rüzgar okyanusta dalgalanmalara neden oldu.)
3. The sunlight made the rippling water sparkle. (Güneş ışığı, dalgalanan suyu parlatıyordu.)
4. The dancer’s dress rippled as she twirled around. (Dansçının elbisesi, etrafında dönerken dalgalanıyordu.)
5. The wheat fields rippled in the breeze. (Buğday tarlaları rüzgarda dalgalanıyordu.)
6. The flags rippled in the wind during the parade. (Bayraklar geçit töreninde rüzgarda dalgalanıyordu.)
7. The curtains rippled in the wind coming from the open window. (Perdeler açık pencereden gelen rüzgarda dalgalanıyordu.)
8. The river rippled over the rocks. (Nehir, kayaların üzerinde dalgalanıyordu.)
9. The leaves on the trees rippled in the wind. (Ağaçlardaki yapraklar rüzgarda dalgalanıyordu.)
10. The carpet rippled where it wasn’t stretched tight. (Halı gerilmeyen yerlerde dalgalanıyordu.)
11. The horse’s mane rippled in the wind as it galloped. (Atın yelesi koşarken rüzgarda dalgalanıyordu.)
12. The fabric rippled as she smoothed it out. (Kumaş, düzeltirken dalgalanıyordu.)
13. The pool water rippled as the child jumped in. (Çocuk suya atlarken, havuzda dalgalanmalar oluştu.)
14. The grass rippled in the wind, making it look like waves. (Çimenler, rüzgarda dalgalanarak dalgalar gibi görünüyordu.)
15. The wind rippled through her hair. (Rüzgar saçlarından geçerken dalgalanıyordu.)
16. The sail rippled as the boat picked up speed. (Tekne hızlandıkça yelken dalgalanıyordu.)
17. The airplane’s wings rippled as it hit turbulence. (Uçak hava bozukluğuna girince kanatları dalgalanmaya başladı.)
18. The snake’s scales rippled as it slithered across the ground. (Yılan, yere süzülürken pulları dalgalanıyordu.)
19. The fire rippled along the edges of the paper. (Ateş kağıdın kenarları boyunca dalgalanıyordu.)
20. The light rippled through the stained glass window. (Işık, renkli cam pencereden dalgalanarak geçiyordu.)

Additional Sentences

21. The music made the curtains ripple in time with the beat. (Müzik, perdelerin ritme uygun bir şekilde dalgalanmasına neden oldu.)
22. The rippling effect of the stone thrown into the pond was mesmerizing. (Gölde atılan taşın dalgalanma etkisi büyüleyiciydi.)
23. The sand dunes rippled in the hot desert wind. (Kum tepeleri sıcak çöl rüzgarında dalgalanıyordu.)
24. The silky fabric of the wedding dress rippled behind the bride as she walked down the aisle. (Gelinin yürürken arkasında dalgalanan düğün elbisesi ipeksi bir dokuya sahipti.)
25. The sun’s reflection rippled on the surface of the swimming pool. (Güneş ışığı havuzun yüzeyinde dalgalanarak yansıyordu.)
26. The butterfly’s wings rippled as it fluttered from flower to flower. (Kelebeğin kanatları, çiçekten çiçeğe uçuşurken dalgalanıyordu.)
27. The wind rippled the sand on the beach, creating beautiful patterns. (Rüzgar, plajdaki kumu dalgalanarak güzel desenler oluşturdu.)
28. The sailboat moved forward with the rippling of the sail. (Yelkenin dalgalanmasıyla yelkenli ilerliyordu.)
29. The dancer’s rippling movements were graceful and fluid. (Dansçının dalgalanan hareketleri zarif ve akıcıydı.)
30. The wind chimes rippled in the breeze, creating a soothing sound. (Rüzgar çanları hafif esintide dalgalanarak rahatlatıcı bir ses çıkardı.)