Rightfulness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rightfulness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rightfulness

Rightfulness, Türkçe anlamıyla doğruluk, doğruluk prensibine uygunluğu ifade eder. Bir eylemin, bir kararın ya da bir davranışın doğru olması durumunda kullanılır. Aynı zamanda hukukun adalet ilkelerine uygun olma durumunu da ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. The company’s actions were in accordance with the rightfulness principle. (Şirketin eylemleri doğruluk prensibine uygun oldu.)
  2. I always strive to act with rightfulness in my personal and professional life. (Her zaman kişisel ve mesleki hayatımda doğrulukla hareket etmeye çalışırım.)
  3. The court’s decision was based on the rightfulness of the evidence presented. (Mahkemenin kararı sunulan kanıtların doğruluğuna dayanıyordu.)
  4. The politician’s statements were questioned for their rightfulness. (Politikacının açıklamaları doğruluğu nedeniyle sorgulandı.)
  5. The professor emphasized the importance of rightfulness in academic research. (Profesör, akademik araştırmalarda doğruluğun önemini vurguladı.)
  6. The journalist was praised for her commitment to rightfulness and accuracy in reporting. (Gazeteci, haber raporlamasında doğruluk ve doğruluk ilkelerine bağlılığından dolayı övüldü.)
  7. The company’s policy of transparency and accountability demonstrated their commitment to rightfulness. (Şeffaflık ve hesap verebilirlik politikası, şirketin doğruluğa olan bağlılığını gösterdi.)
  8. The judge based her ruling on the rightfulness of the law. (Hakim, kararını kanunun doğruluğuna dayandırdı.)
  9. The artist’s work was praised for its rightfulness and authenticity. (Sanatçının eseri, doğruluğu ve otantikliği nedeniyle övüldü.)
  10. The student’s argument was convincing because of its rightfulness and logic. (Öğrencinin argümanı, doğruluğu ve mantığı nedeniyle ikna ediciydi.)
  11. The NGO’s mission was centered around promoting rightfulness and justice. (STK’nın misyonu, doğruluk ve adaleti teşvik etmek üzerine odaklandı.)
  12. The company’s rightfulness committee was responsible for ensuring ethical practices within the organization. (Şirketin doğruluk komitesi, organizasyon içinde etik uygulamaların sağlanmasından sorumluydu.)
  13. The lawyer argued for the rightfulness of her client’s case. (Avukat, müvekkilinin davasının doğruluğu için argümanlar sundu.)
  14. The historian’s research was praised for its thoroughness and rightfulness. (Tarihçinin araştırması, ayrıntılı ve doğru olması nedeniyle övüldü.)
  15. The athlete’s victory was celebrated for its rightfulness and fair play. (Sporcu, zaferi doğruluğu ve ad

il oynama nedeniyle kutlandı.)
16. The company’s values were aligned with the principles of rightfulness and integrity. (Şirketin değerleri, doğruluk ve dürüstlük ilkeleriyle uyumluydu.)

  1. The community demanded rightfulness and accountability from their elected officials. (Topluluk, seçilmiş yetkililerden doğruluk ve hesap verebilirlik talep etti.)
  2. The journalist’s investigation uncovered the lack of rightfulness in the government’s actions. (Gazetecinin araştırması, hükümetin eylemlerindeki doğruluk eksikliğini ortaya çıkardı.)
  3. The school’s curriculum emphasized the importance of teaching students about rightfulness and ethics. (Okul müfredatı, öğrencilere doğruluk ve etik hakkında öğretmenin önemine vurgu yaptı.)
  4. The judge’s ruling was praised for its rightfulness and adherence to the law. (Hakimin kararı, doğruluğu ve yasaya uygunluğu nedeniyle övüldü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.