Riffle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Riffle İle İlgili Cümleler
Riffle kelimesi “küçük dalgalanmalar oluşturmak” anlamına gelir.
- The wind caused the river to riffle and dance. (Rüzgar, nehirde dalgalanmalar oluşturdu.)
- He riffled through the pages of the book looking for the answer. (Cevabı ararken, kitabın sayfalarını karıştırdı.)
- The magician riffled the deck of cards before starting his trick. (Sihirbaz numarasına başlamadan önce, kartları karıştırdı.)
- She riffled her fingers through his hair. (Saçlarının arasından parmaklarıyla geçirdi.)
- The thief riffled through the drawers searching for valuables. (Hırsız, değerli eşyaları aramak için çekmeceleri karıştırdı.)
- He riffled the sand with his toes. (Ayak parmaklarıyla kumu karıştırdı.)
- The leaves on the tree riffled in the breeze. (Ağaçtaki yapraklar, esintide dalgalanıyordu.)
- She riffled through her purse looking for her keys. (Anahtarlarını aramak için çantasını karıştırdı.)
- He riffled the papers on his desk, trying to find the report. (Raporu bulmaya çalışarak, masasındaki kağıtları karıştırdı.)
- The water riffled around the rocks in the stream. (Su, dereye düşen kayaların etrafında dalgalanıyordu.)
- He riffled his cards confidently, knowing he had a winning hand. (Kazanan bir eli olduğunu bilerek, kendinden emin bir şekilde kartlarını karıştırdı.)
- The wind riffled the curtains in the open window. (Açık penceredeki perdeleri rüzgar dalgalandırdı.)
- The boy riffled the pages of the comic book eagerly. (Çizgi romanın sayfalarını heyecanla karıştırdı.)
- The dog riffled through the trash can looking for food. (Köpek, yiyecek aramak için çöp kutusunu karıştırdı.)
- The cards were riffled several times before the game began. (Oyun başlamadan önce, kartlar birkaç kez karıştırıldı.)
- She riffled through her closet, trying to find the perfect outfit. (Mükemmel kıyafeti bulmaya çalışarak, dolabını karıştırdı.)
- The wind riffled the pages of the book, making it difficult to read. (Rüzgar kitabın sayfalarını çevirerek, okumayı zorlaştırdı.)
- He riffled his fingers through the sand, feeling the texture. (Dokunarak, kumun dokusunu hissetmek için parmaklarını karıştırdı.)
- The trees riffled in the wind, making a soothing sound. (Ağaçlar rüzgarda dalgalanarak, rahatlatıcı bir ses çıkardı.)
- She riffled through
her notes, trying to find the information she needed for her presentation. (Sunumu için ihtiyacı olan bilgileri bulmak için notlarını karıştırdı.)
Türkçe karşılıklar:
- Rüzgar, nehirde dalgalanmalar oluşturdu.
- Cevabı ararken, kitabın sayfalarını karıştırdı.
- Sihirbaz numarasına başlamadan önce, kartları karıştırdı.
- Saçlarının arasından parmaklarıyla geçirdi.
- Hırsız, değerli eşyaları aramak için çekmeceleri karıştırdı.
- Ayak parmaklarıyla kumu karıştırdı.
- Ağaçtaki yapraklar, esintide dalgalanıyordu.
- Anahtarlarını aramak için çantasını karıştırdı.
- Raporu bulmaya çalışarak, masasındaki kağıtları karıştırdı.
- Su, dereye düşen kayaların etrafında dalgalanıyordu.
- Kazanan bir eli olduğunu bilerek, kendinden emin bir şekilde kartlarını karıştırdı.
- Açık penceredeki perdeleri rüzgar dalgalandırdı.
- Çizgi romanın sayfalarını heyecanla karıştırdı.
- Köpek, yiyecek aramak için çöp kutusunu karıştırdı.
- Oyun başlamadan önce, kartlar birkaç kez karıştırıldı.
- Mükemmel kıyafeti bulmaya çalışarak, dolabını karıştırdı.
- Rüzgar kitabın sayfalarını çevirerek, okumayı zorlaştırdı.
- Dokunarak, kumun dokusunu hissetmek için parmaklarını karıştırdı.
- Ağaçlar rüzgarda dalgalanarak, rahatlatıcı bir ses çıkardı.
- Sunumu için ihtiyacı olan bilgileri bulmak için notlarını karıştırdı.
Hemen Yorum Yaz