Riff İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Riff İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Riff Nedir?

Riff, müzikte tekrarlayan ve belirgin bir melodi veya ritim ögesidir. Genellikle rock, metal, blues ve jazz gibi türlerde kullanılır.

  1. His guitar playing was full of powerful riffs. (Gitar çalma tarzı güçlü riff’lerle doluydu.)
  2. She came up with a catchy guitar riff. (O, akılda kalıcı bir gitar riffi oluşturdu.)
  3. The song is defined by its memorable opening riff. (Şarkı, hatırlanan açılış riffi ile tanımlanır.)
  4. The guitarist played a riff that got everyone dancing. (Gitarist, herkesi dans ettiren bir riff çaldı.)
  5. The band’s new album features some killer riffs. (Grubun yeni albümü bazı öldürücü riff’leri içeriyor.)
  6. The guitarist added a cool riff to the bridge of the song. (Gitarist, şarkının köprüsüne cool bir riff ekledi.)
  7. The riff in the chorus is the hook of the song. (Şarkının nakaratındaki riff, şarkının kancasıdır.)
  8. The song’s opening riff immediately grabs your attention. (Şarkının açılış riffi hemen dikkatinizi çeker.)
  9. The guitarist played a blistering riff that left the audience in awe. (Gitarist, hayranları hayran bırakan bir riff çaldı.)
  10. The song’s main riff is repeated throughout the song. (Şarkının ana riff’i şarkı boyunca tekrarlanır.)
  11. The guitarist came up with a funky riff that gave the song some groove. (Gitarist, şarkıya bir groove veren funky bir riff oluşturdu.)
  12. The bassist played a simple but effective riff. (Basçı, basit ama etkili bir riff çaldı.)
  13. The song’s riff is instantly recognizable. (Şarkının riff’i hemen tanınabilir.)
  14. The guitarist wrote a new riff for the band’s next single. (Gitarist, grubun sonraki tekliği için yeni bir riff yazdı.)
  15. The riff builds up to the explosive chorus. (Riff patlayıcı nakarata kadar yükselir.)
  16. The guitarist improvised a riff during the solo. (Gitarist, solo sırasında riff’improvised etti.)
  17. The song’s riff is played on a distorted guitar. (Şarkının riff’i, bir distorsiyonlu gitarla çalınır.)
  18. The guitarist played a bluesy riff that set the mood for the song. (Gitarist, şarkının havasını belirleyen bluesy bir riff çaldı.)
  19. The riff is the backbone of the song. (Riff, şarkının omurgasıdır.)
  20. The song’s final riff brings the song to a satisfying conclusion. (Şarkının son riff’i, şarkıyı tatmin edici bir şekilde sonlandırır.)

Devamı

  1. The guitarist wrote the riff first and built the song around it. (Gitarist, riff’i önce yazdı ve şarkıyı etrafında oluşturdu.)
  2. The band started the song with a simple but effective riff. (Grup, şarkıya basit ama etkili bir riff ile başladı.)
  3. The riff is so iconic that it’s become a classic. (Riff o kadar ikonik ki klasikleşti.)
  4. The guitarist played a slow and haunting riff. (Gitarist, yavaş ve ürkütücü bir riff çaldı.)
  5. The riff is the driving force behind the song. (Riff, şarkının itici gücüdür.)
  6. The guitarist came up with a heavy metal riff. (Gitarist, ağır metal riffi oluşturdu.)
  7. The song’s riff is instantly recognizable, even to those who aren’t familiar with the band. (Şarkının riff’i, gruba aşina olmayanlar için bile hemen tanınabilir.)
  8. The band played a riff that got the crowd jumping. (Grup, kalabalığı hoplatan bir riff çaldı.)
  9. The riff is so catchy that you can’t help but hum it all day. (Riff o kadar akılda kalıcı ki tüm gün mırıldanmadan edemezsiniz.)
  10. The guitarist played a riff that was inspired by the blues legends. (Gitarist, blues efsanelerinden esinlenen bir riff çaldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.