Rhythm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rhythm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rhythm

Rhythm, müzikte veya şiirde tekrarlanan düzenli bir desendir.

Örnek cümleler:

1. The rhythm of the drums filled the air. (Davulların ritmi havayı doldurdu.)
2. The dance troupe moved in perfect rhythm. (Dans grubu mükemmel bir ritimle hareket etti.)
3. The rhythm of the waves lulled me to sleep. (Dalgaların ritmi beni uykuya sürükledi.)
4. The rhythm of the poem was soothing. (Şiirin ritmi yatıştırıcıydı.)
5. The song had a catchy rhythm that made everyone dance. (Şarkıda herkesi dans ettiren hoş bir ritim vardı.)
6. The rhythm of her heartbeat quickened as she saw him. (Onu gördüğünde kalp atışlarının ritmi hızlandı.)
7. The band played with great rhythm and energy. (Grup harika bir ritim ve enerjiyle çaldı.)
8. The rhythm of the train on the tracks was hypnotic. (Trenin raylarda ritmi hipnotikti.)
9. The poem’s rhythm mimicked the sound of the ocean. (Şiirin ritmi okyanusun sesini taklit etti.)
10. The dancers moved to the rhythm of the music. (Dansçılar müziğin ritmine uygun hareket etti.)
11. The rhythm of his speech was slow and deliberate. (Konuşmasının ritmi yavaş ve özenliydi.)
12. The music’s rhythm changed, signaling the start of a new section. (Müziğin ritmi değişti, yeni bir bölümün başlangıcını işaret etti.)
13. The rhythm section of the band kept the beat steady. (Grubun ritim bölümü, ritmi sabit tuttu.)
14. The poem had a distinct rhythm that set it apart from others. (Şiirin kendine özgü bir ritmi vardı, diğerlerinden ayrıldı.)
15. The rhythm of the rain was soothing to her. (Yağmurun ritmi onun için yatıştırıcıydı.)
16. The conductor kept the orchestra in perfect rhythm. (Şef orkestrayı mükemmel bir ritimle yönetti.)
17. The song’s rhythm was so infectious that everyone started dancing. (Şarkının ritmi o kadar bulaşıcıydı ki herkes dans etmeye başladı.)
18. The rhythm of the poem matched the pace of her breathing. (Şiirin ritmi, nefes alma hızına uydu.)
19. The beat of the drums set the rhythm for the entire song. (Davulun ritmi tüm şarkıya ritim verdi.)
20. The rhythm of the poem was complex and difficult to follow. (Şiirin ritmi karmaşıktı ve takip etmesi zordu.)

Devamı

Örnek cümleler:

21. The rhythm of the salsa music made her hips sway. (Salsanın ritmi onun kalçasını sallattı.)
22. The song’s rhythm slowed down for the emotional chorus. (Şarkının ritmi, duygusal koro için yavaşladı.)
23. The poetry slam had a variety of rhythm styles. (Şiir yarışmasında farklı ritim stilleri vardı.)
24. The rhythm of his breathing changed as he fell asleep. (Uykuya dalarken nefes alma ritmi değişti.)
25. The beat of the drum set the rhythm for the march. (Davulun vuruşu yürüyüş için ritim verdi.)
26. The rhythm of the traffic on the highway was chaotic. (Otoyoldaki trafik ritmi kaotikti.)
27. The band struggled to find the right rhythm for the song. (Grup, şarkı için doğru ritmi bulmakta zorlandı.)
28. The rhythm of the clock ticking was calming to her. (Saat tik taklarının ritmi onun için sakinleştiriciydi.)
29. The poem’s rhythm emphasized the important words. (Şiirin ritmi önemli kelimeleri vurguladı.)
30. The rhythm of the horse’s gallop was exhilarating. (Atın koşusunun ritmi heyecan vericiydi.)
31. The band’s rhythm guitarist kept the tempo steady. (Grubun ritim gitaristi tempoyu sabit tuttu.)
32. The rhythm of the heartbeat monitor was steady but slow. (Kalp atışlarını gösteren monitörün ritmi sabit ama yavaştı.)
33. The poem’s rhythm created a sense of urgency. (Şiirin ritmi aciliyet hissi yarattı.)
34. The rhythm of the wind chimes was peaceful. (Rüzgar çanlarının ritmi huzur vericiydi.)
35. The band’s drummer set the rhythm for the entire song. (Grubun davulcusu tüm şarkıya ritim verdi.)
36. The rhythm of the footsteps echoed through the hallway. (Adımların ritmi koridorda yankılandı.)
37. The poem’s rhythm changed abruptly for emphasis. (Şiirin ritmi vurgu için aniden değişti.)
38. The rhythm of the children’s laughter filled the playground. (Çocukların kahkahalarının ritmi oyun alanını doldurdu.)
39. The song’s rhythm shifted to a faster tempo for the chorus. (Şarkının ritmi koro için daha hızlı tempoya geçti.)
40. The rhythm of the typewriter was familiar to her from her childhood. (Daktilonun ritmi, çocukluğundan tanıdık geldi.)