Reticule İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reticule İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reticule Nedir?

Reticule, genellikle avcılıkta kullanılan, dürbün, teleskop veya nişangah gibi optik cihazların merceği önüne takılan küçük bir ağı örnekliğidir. Bu ağ sayesinde hedefe daha kolay ve doğru nişan alınabilir.

Örnek Cümleler:

1. The hunter adjusted his reticule before taking aim. (Avcı, hedefe nişan almadan önce retikülünü ayarladı.)
2. The sniper used his reticule to calculate the distance to his target. (Siper, hedefine olan mesafeyi hesaplamak için retikülünü kullandı.)
3. The reticule on the telescope made it easier to locate stars in the night sky. (Teleskoptaki retikül, gece gökyüzündeki yıldızları bulmayı kolaylaştırdı.)
4. She adjusted the reticule on her camera to focus on the bird. (Kuşa odaklanmak için fotoğraf makinesindeki retikülü ayarladı.)
5. The reticule on the scope was blurry and difficult to see. (Dürbündeki retikül bulanık ve görülmekte zordu.)
6. The reticule helped the archer aim more accurately at the target. (Reticül, okçunun hedefe daha doğru nişan almasına yardımcı oldu.)
7. The reticule on the periscope allowed the submarine crew to see the surface of the water. (Periskoptaki retikül, denizaltı mürettebatının suyun yüzeyini görmesine olanak tanıdı.)
8. The reticule on the rifle made it easier for the soldier to hit his target. (Tüfektaki retikül, askerin hedefine isabetli vuruş yapmasını kolaylaştırdı.)
9. The reticule was difficult to see in low light conditions. (Reticül, düşük ışık koşullarında görülmekte zordu.)
10. The reticule on the binoculars helped the birdwatcher identify different species of birds. (Dürbündeki retikül, kuş gözlemcisinin farklı kuş türlerini tanımlamasına yardımcı oldu.)
11. The reticule on the scope was slightly off, causing the shooter to miss his target. (Dürbündeki retikül biraz yanlıştı ve nişancının hedefini kaçırmas

12. The reticule on the microscope helped the scientist accurately observe the specimen. (Mikroskoptaki retikül, bilim insanının örnekleri doğru bir şekilde gözlemlemesine yardımcı oldu.)
13. The reticule on the surveying equipment was used to measure the distance between two points. (Ölçü aletindeki retikül, iki nokta arasındaki mesafeyi ölçmek için kullanıldı.)
14. The reticule on the laser level helped the construction worker ensure that the surface was level. (Lazer seviyesindeki retikül, inşaat işçisinin yüzeyin düz olduğundan emin olmasına yardımcı oldu.)
15. The reticule on the telescope allowed the astronomer to track the movement of the planets. (Teleskoptaki retikül, astronomun gezegenlerin hareketini takip etmesine olanak tanıdı.)
16. The reticule on the range finder helped the golfer determine the distance to the flag. (Menfez ölçer cihazdaki retikül, golfçünün bayrağa olan mesafeyi belirlemesine yardımcı oldu.)
17. The reticule on the camera made it easier for the photographer to frame the shot. (Kameradaki retikül, fotoğrafçının çekimi düzenlemesini kolaylaştırdı.)
18. The reticule on the crossbow made it easier for the hunter to aim at his prey. (Tatar yayındaki retikül, avcının avına nişan almasını kolaylaştırdı.)
19. The reticule on the gun sight was damaged, making it difficult to aim. (Tüfek nişangahındaki retikül hasarlıydı, nişan almada zorluk çıkardı.)
20. The reticule on the night vision goggles helped the soldier see in the dark. (Gece görüş gözlüğündeki retikül, askerin karanlıkta görmesine yardımcı oldu.)