Resuscitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Resuscitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Resuscitate (Canlandırmak) İle İlgili Cümleler:

Türkçe Anlamı: Bir kişinin veya hayvanın kalp atışını yeniden başlatmak veya nefes almalarını sağlamak için tıbbi müdahalede bulunmak.

Örnek Cümleler:

  1. I need to resuscitate the patient immediately. (Hastayı hemen canlandırmam gerekiyor.)
  2. The lifeguard successfully resuscitated the drowning victim. (Cankurtaran boğulan kurbanı başarılı bir şekilde canlandırdı.)
  3. The medical team was able to resuscitate the premature baby. (Tıbbi ekip, prematüre bebeği canlandırmayı başardı.)
  4. The paramedics performed CPR to resuscitate the heart attack victim. (Paramedikler, kalp krizi geçiren kurbanı canlandırmak için CPR uyguladı.)
  5. The doctor used a defibrillator to resuscitate the patient’s heart. (Doktor, hastanın kalbini canlandırmak için bir defibrilatör kullandı.)
  6. We need to resuscitate the kitten quickly. (Küçük kediyi hızlı bir şekilde canlandırmamız gerekiyor.)
  7. The first responders were able to resuscitate the man who collapsed on the street. (İlk müdahale ekipleri, sokağa çöken adamı canlandırmayı başardı.)
  8. The vet tried to resuscitate the dog after it stopped breathing. (Veteriner, nefes almayı durduran köpeği canlandırmaya çalıştı.)
  9. The nurse used a bag valve mask to resuscitate the unconscious patient. (Hemşire, bilincini kaybeden hastayı canlandırmak için bir çanta solunum cihazı kullandı.)
  10. The coach knew how to resuscitate the player who collapsed on the field. (Antrenör, sahada çöken oyuncuyu canlandırmak için nasıl yapılacağını biliyordu.)
  11. The firefighter was trained to resuscitate victims of smoke inhalation. (İtfaiyeci, dumandan etkilenen kurbanları canlandırmak için eğitim almıştı.)
  12. The EMTs worked together to resuscitate the car crash victim. (EMT’ler, araba kazası kurbanını canlandırmak için birlikte çalıştı.)
  13. The doctors used medication to resuscitate the patient’s breathing. (Doktorlar, hastanın nefes almasını canlandırmak için ilaç kullandılar.)
  14. The lifeguards had to resuscitate a child who was found floating face down in the pool. (Cankurtaranlar, yüzüstü havuzda yüzen bir çocuğu canlandırmak zorunda kaldılar.)
  15. The nurse tried to resuscitate the newborn baby who wasn’t breathing. (Hemşire, nefes almıyormuş gibi görünen yeni doğan bebeği canlandırmaya çalıştı.)
  16. The paramedics were able to

resuscitate the elderly man who had a heart attack. (Paramedikler, kalp krizi geçiren yaşlı adamı canlandırmayı başardı.)
17. The doctor instructed the nurse on how to resuscitate the patient using a manual ventilator. (Doktor, manuel bir ventilatör kullanarak hastayı nasıl canlandıracağı konusunda hemşireye talimat verdi.)

  1. The rescuers had to resuscitate the hiker who had fallen from a cliff. (Kurtarıcılar, kayalıktan düşen yürüyüşçüyü canlandırmak zorunda kaldılar.)
  2. The veterinary technician was able to resuscitate the cat who had swallowed a small toy. (Veteriner teknisyeni, küçük bir oyuncak yutan kediyi canlandırmayı başardı.)
  3. The first aid class teaches people how to resuscitate someone who is choking. (İlk yardım dersi, boğulma tehlikesi geçiren birini nasıl canlandıracağını öğretir.)

Türkçe Karşılıklar:

  • Canlandırmak
  • Yeniden hayata döndürmek
  • Nefes almalarını sağlamak
  • CPR uygulamak
  • Defibrilatör kullanmak
  • Hızlı bir şekilde canlandırmak
  • Bilincini kaybeden hastayı canlandırmak
  • Dumandan etkilenen kurbanları canlandırmak
  • Nefes almayı durduran hayvanı canlandırmak
  • Sahada çöken oyuncuyu canlandırmak
  • Havuzda yüzen çocuğu canlandırmak
  • Yeni doğan bebeği canlandırmak
  • Manuel ventilatör kullanarak hastayı canlandırmak
  • Kayalıktan düşen yürüyüşçüyü canlandırmak
  • Küçük bir oyuncak yutan hayvanı canlandırmak
  • Boğulma tehlikesi geçiren birini canlandırmak

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.