Resuscitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Resuscitate (Canlandırmak) İle İlgili Cümleler:
Türkçe Anlamı: Bir kişinin veya hayvanın kalp atışını yeniden başlatmak veya nefes almalarını sağlamak için tıbbi müdahalede bulunmak.
Örnek Cümleler:
- I need to resuscitate the patient immediately. (Hastayı hemen canlandırmam gerekiyor.)
- The lifeguard successfully resuscitated the drowning victim. (Cankurtaran boğulan kurbanı başarılı bir şekilde canlandırdı.)
- The medical team was able to resuscitate the premature baby. (Tıbbi ekip, prematüre bebeği canlandırmayı başardı.)
- The paramedics performed CPR to resuscitate the heart attack victim. (Paramedikler, kalp krizi geçiren kurbanı canlandırmak için CPR uyguladı.)
- The doctor used a defibrillator to resuscitate the patient’s heart. (Doktor, hastanın kalbini canlandırmak için bir defibrilatör kullandı.)
- We need to resuscitate the kitten quickly. (Küçük kediyi hızlı bir şekilde canlandırmamız gerekiyor.)
- The first responders were able to resuscitate the man who collapsed on the street. (İlk müdahale ekipleri, sokağa çöken adamı canlandırmayı başardı.)
- The vet tried to resuscitate the dog after it stopped breathing. (Veteriner, nefes almayı durduran köpeği canlandırmaya çalıştı.)
- The nurse used a bag valve mask to resuscitate the unconscious patient. (Hemşire, bilincini kaybeden hastayı canlandırmak için bir çanta solunum cihazı kullandı.)
- The coach knew how to resuscitate the player who collapsed on the field. (Antrenör, sahada çöken oyuncuyu canlandırmak için nasıl yapılacağını biliyordu.)
- The firefighter was trained to resuscitate victims of smoke inhalation. (İtfaiyeci, dumandan etkilenen kurbanları canlandırmak için eğitim almıştı.)
- The EMTs worked together to resuscitate the car crash victim. (EMT’ler, araba kazası kurbanını canlandırmak için birlikte çalıştı.)
- The doctors used medication to resuscitate the patient’s breathing. (Doktorlar, hastanın nefes almasını canlandırmak için ilaç kullandılar.)
- The lifeguards had to resuscitate a child who was found floating face down in the pool. (Cankurtaranlar, yüzüstü havuzda yüzen bir çocuğu canlandırmak zorunda kaldılar.)
- The nurse tried to resuscitate the newborn baby who wasn’t breathing. (Hemşire, nefes almıyormuş gibi görünen yeni doğan bebeği canlandırmaya çalıştı.)
- The paramedics were able to
resuscitate the elderly man who had a heart attack. (Paramedikler, kalp krizi geçiren yaşlı adamı canlandırmayı başardı.)
17. The doctor instructed the nurse on how to resuscitate the patient using a manual ventilator. (Doktor, manuel bir ventilatör kullanarak hastayı nasıl canlandıracağı konusunda hemşireye talimat verdi.)
- The rescuers had to resuscitate the hiker who had fallen from a cliff. (Kurtarıcılar, kayalıktan düşen yürüyüşçüyü canlandırmak zorunda kaldılar.)
- The veterinary technician was able to resuscitate the cat who had swallowed a small toy. (Veteriner teknisyeni, küçük bir oyuncak yutan kediyi canlandırmayı başardı.)
- The first aid class teaches people how to resuscitate someone who is choking. (İlk yardım dersi, boğulma tehlikesi geçiren birini nasıl canlandıracağını öğretir.)
Türkçe Karşılıklar:
- Canlandırmak
- Yeniden hayata döndürmek
- Nefes almalarını sağlamak
- CPR uygulamak
- Defibrilatör kullanmak
- Hızlı bir şekilde canlandırmak
- Bilincini kaybeden hastayı canlandırmak
- Dumandan etkilenen kurbanları canlandırmak
- Nefes almayı durduran hayvanı canlandırmak
- Sahada çöken oyuncuyu canlandırmak
- Havuzda yüzen çocuğu canlandırmak
- Yeni doğan bebeği canlandırmak
- Manuel ventilatör kullanarak hastayı canlandırmak
- Kayalıktan düşen yürüyüşçüyü canlandırmak
- Küçük bir oyuncak yutan hayvanı canlandırmak
- Boğulma tehlikesi geçiren birini canlandırmak
Hemen Yorum Yaz