Resort To Force İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Resort To Force İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Resort to force (zor kullanmaya başvurma)

Resort to force, a situation where the use of physical power or violence is deemed necessary to resolve a conflict or enforce compliance.

Örnek cümleler:

  1. The government had to resort to force to put down the rebellion. (Hükümet isyanı bastırmak için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  2. When negotiations failed, the police had to resort to force to arrest the suspect. (Müzakereler başarısız olduğunda, polis şüpheliyi tutuklamak için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  3. The company decided to resort to force to evict the squatters from their property. (Şirket, mülklerinden barınanları çıkarmak için zor kullanmaya karar verdi.)
  4. He threatened to resort to force if the other party did not comply with his demands. (Taleblerine uyulmazsa, diğer tarafın zor kullanmaya başvuracağını tehdit etti.)
  5. The military had to resort to force to rescue the hostages. (Askeri, rehineleri kurtarmak için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  6. The coach had to resort to force to break up the fight between the players. (Antrenör, oyuncular arasındaki kavgayı ayırmak için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  7. The security guards had to resort to force to stop the intruder from entering the building. (Güvenlik görevlileri, binaya girmek isteyen saldırganı durdurmak için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldılar.)
  8. The protestors refused to disperse, so the police had to resort to force to clear the streets. (Protestocular dağılmayı reddettiğinde, polis sokakları temizlemek için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  9. The teacher had to resort to force to break up the fight between the students. (Öğretmen, öğrenciler arasındaki kavgayı ayırmak için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  10. The government warned that it would resort to force if the terrorists did not release the hostages. (Hükümet, teröristler rehineleri serbest bırakmazsa zor kullanmaya başvuracaklarını uyardı.)
  11. The bank had to resort to force to repossess the car when the owner defaulted on the loan. (Sahibi borcunu ödemediğinde banka, arabayı geri almak için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  12. The riot police had to resort to force to disperse the crowd. (Çevik kuvvet, kalabalığı dağıtmak için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  13. The security guard had to resort to force to subdue the shoplifter. (Güvenlik görevlisi, hırsızı etkisiz hale getirmek için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  1. The military had to resort to force to prevent the enemy from advancing. (Askeri, düşmanın ilerlemesini önlemek için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  2. The police officer had to resort to force to defend himself against the attacker. (Polis memuru, saldırganın saldırısına karşı kendini savunmak için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  3. The government had to resort to force to enforce the quarantine measures during the pandemic. (Hükümet, pandemi sırasında karantina önlemlerini uygulamak için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldı.)
  4. The security guards had to resort to force to stop the shoplifters from escaping. (Güvenlik görevlileri, hırsızların kaçmasını engellemek için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldılar.)
  5. The prisoner had to be restrained with force when he became violent. (Mahkum şiddetli olmaya başladığında, zor kullanılarak engellenmek zorunda kaldı.)
  6. The authorities had to resort to force to evacuate the residents when the dam broke. (Baraj kırıldığında, yetkililer yerleşimcileri tahliye etmek için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldılar.)
  7. The soldiers had to resort to force to capture the enemy stronghold. (Askerler, düşman kalelerini ele geçirmek için zor kullanmaya başvurmak zorunda kaldılar.)

(Hatırlatma: Örnek cümleler mavi ve kalın HTML etiketi ile yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.