Reside İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reside İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reside (Fiil) – İkamet etmek, oturmak

1. I reside in Istanbul with my family. (Ailemle İstanbul’da ikamet ediyorum.)
2. She resides in a small village near the mountains. (O, dağların yakınındaki küçük bir köyde oturuyor.)
3. The president resides in the White House. (Başkan Beyaz Saray’da ikamet ediyor.)
4. They have resided in this neighborhood for over 10 years. (10 yıldan fazla bir süredir bu mahallede oturuyorlar.)
5. My grandparents reside in a retirement home. (Büyük ebeveynlerim bir huzurevinde oturuyor.)
6. He resides in a luxurious villa by the sea. (O, deniz kenarındaki lüks bir villada oturuyor.)
7. The ambassador will reside in the embassy during his stay. (Elçi konaklaması boyunca büyükelçilikte ikamet edecek.)
8. They decided to reside in a different city after they got married. (Evlendikten sonra farklı bir şehirde oturmaya karar verdiler.)
9. The refugees have been residing in this camp for months. (Mülteciler bu kampda aylardır oturuyorlar.)
10. He used to reside in London but he moved to New York last year. (Londra’da oturuyordu ama geçen yıl New York’a taşındı.)
11. She prefers to reside in a quiet neighborhood. (O, sessiz bir mahallede oturmayı tercih eder.)
12. The artist resides in a cozy studio apartment. (Sanatçı, rahat bir stüdyo apartmanında oturuyor.)
13. Many students reside in dormitories during their university years. (Birçok öğrenci, üniversite yıllarında yurtlarda kalır.)
14. The company provided a house for its employees to reside in. (Şirket, çalışanlarına ikamet etmek için bir ev sağladı.)
15. She has been residing in this country illegally. (Bu ülkede yasadışı olarak ikamet ediyor.)
16. They will be residing in a beach house for the summer. (Yaz için plaj evinde oturacaklar.)
17. The elderly couple has resided in this same house for 50 years. (Yaşlı çift, 50 yıldır aynı evde oturuyor.)
18. The hotel provides a comfortable place to reside during your travels. (Otel, seyahatleriniz sırasında konaklamak için rahat bir yer sağlar.)
19. The new residents will be residing in the apartment complex downtown. (Yeni sakinler, şehir merkezindeki apartman kompleksinde oturacaklar.)
20. He always dreamed of residing in a castle like a king. (Her zaman bir kral gibi kalede oturmayı hayal etti.)

21. The wealthy businessman resides in a mansion on the outskirts of the city. (Zengin iş adamı, şehir merkezinin dışındaki bir malikâneye yerleşti.)
22. The college offers housing for students who wish to reside on campus. (Kampüste yaşamak isteyen öğrenciler için kolej konaklama imkanı sağlar.)
23. She will be residing with her sister while she looks for a new apartment. (Yeni bir daire ararken, kız kardeşiyle birlikte oturacak.)
24. The company’s CEO resides in a penthouse suite in the heart of the city. (Şirketin CEO’su, şehrin kalbindeki bir penthouse süitte oturuyor.)
25. He has resided in various countries throughout his life due to his job. (İşinden dolayı hayatı boyunca çeşitli ülkelerde oturdu.)
26. The team will be residing in a hotel for the duration of the tournament. (Takım, turnuva boyunca bir otelde kalacak.)
27. The small town only has a few hundred residents. (Küçük kasabada sadece birkaç yüz sakin var.)
28. The homeless man had nowhere to reside and slept on park benches. (Evleri olmayan adam, oturacak bir yer bulamadığı için park banklarında uyudu.)
29. The university provides housing for international students who will be residing in the country for a few years. (Üniversite, birkaç yıl boyunca ülkede oturacak uluslararası öğrenciler için konaklama sağlar.)
30. The actress resides in a penthouse with a stunning view of the city skyline. (Aktris, şehrin siluetini izleyebileceği etkileyici manzaralı bir penthouse’da oturuyor.)