Reserve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reserve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reserve (Yedek)

Reserve, “yedek” veya “rezervasyon” anlamına gelir. İşte 20 örnek cümle:

1. I always keep a reserve of cash in case of emergencies. (Acil durumlara karşı her zaman nakit bir yedek tutarım.)
2. She made a reservation at the restaurant for tomorrow night. (Yarın akşam için restoranda bir rezervasyon yaptı.)
3. The army has a reserve of soldiers in case of war. (Ordu, savaş durumunda yedek askerleri bulundurur.)
4. He has a reserve of energy that he uses for his workouts. (Egzersizleri için kullandığı bir enerji yedeklemesi var.)
5. We need to reserve some seats for the guests. (Misafirler için bazı koltuklar ayırmamız gerekiyor.)
6. The national park has a wildlife reserve to protect endangered species. (Milli parkta tehlike altındaki türleri korumak için bir yaban hayatı yedek alanı var.)
7. The hotel requires a credit card to reserve a room. (Otel, bir oda ayırtmak için bir kredi kartı gerektirir.)
8. She kept a reserve of food in case of a power outage. (Bir güç kesintisi durumunda yiyecek bir yedek tuttu.)
9. The company has a reserve of funds for unexpected expenses. (Şirket, beklenmedik masraflar için bir fon yedeklemesi yapıyor.)
10. The library has a reserve of rare books that can only be used in the reading room. (Kütüphane, sadece okuma odasında kullanılabilen nadir kitapların bir yedeklemesine sahiptir.)
11. The bank keeps a reserve of cash to meet withdrawal demands. (Banka, çekme taleplerini karşılamak için nakit bir yedek tutar.)
12. The teacher reserved a computer lab for her class. (Öğretmen sınıfı için bir bilgisayar laboratuvarı ayırdı.)
13. The city has a nature reserve for hiking and birdwatching. (Şehir, yürüyüş ve kuş gözlemi için bir doğa yedeklemesi var.)
14. I have a reserve of patience when dealing with difficult customers. (Zor müşterilerle uğraşırken sabır yedeklemem var.)
15. They reserved a conference room for their meeting. (Toplantıları için bir konferans odası ayırdılar.)
16. The company has a reserve of backup data in case of a system crash. (Şirket, sistem çökmesi durumunda yedek veri bir yedeklemesi var.)
17. The hotel has a reserve of extra blankets for guests who get cold. (Misafirlerin üşümesi durumunda otelin ekstra battaniye bir yedeklemesi var.)
18. The restaurant has a reserve of food for large parties. (Restoran, büyük partiler için yiyecek bir yedeklemesi var.)
19. The government has a reserve of emergency supplies for natural disasters. (Hükümet, doğal afetler için acil malzeme bir yed

20. The airline requires passengers to reserve their seats in advance. (Havayolu şirketi, yolcuların koltuklarını önceden ayırtmalarını istiyor.)

Reserve (Korumak, Saklamak)

Reserve, “korumak” veya “saklamak” anlamlarında da kullanılabilir. İşte 20 örnek cümle:

1. The company reserves the right to terminate employees who violate company policies. (Şirket, şirket politikalarını ihlal eden çalışanları işten çıkarma hakkını saklı tutar.)
2. She reserved her opinion until she had more information. (Daha fazla bilgi edinene kadar fikrini sakladı.)
3. The museum reserves certain artifacts for research purposes only. (Müze, sadece araştırma amaçlı belirli eserleri saklar.)
4. He reserved his anger until he had a chance to speak with his boss. (Patronuyla konuşma şansı bulana kadar öfkesini sakladı.)
5. The company reserves the right to change the terms of the contract at any time. (Şirket, sözleşme koşullarını her zaman değiştirme hakkını saklı tutar.)
6. She reserves her best jewelry for special occasions. (En iyi mücevherlerini özel günler için saklar.)
7. The library reserves the right to charge late fees for overdue books. (Kütüphane, iade edilmemiş kitaplar için gecikme ücreti talep etme hakkını saklı tutar.)
8. He reserved his feelings about the situation until he had time to process them. (Durum hakkındaki hislerini işleme zamanı bulana kadar sakladı.)
9. The restaurant reserves the right to refuse service to anyone. (Restoran, herhangi birine hizmet vermeme hakkını saklı tutar.)
10. The company reserves certain projects for experienced employees. (Şirket, belirli projeleri deneyimli çalışanlar için saklar.)
11. She reserved her energy for the last part of the race. (Yarışın son bölümü için enerjisini sakladı.)
12. The teacher reserves the right to assign homework. (Öğretmen, ödev verme hakkını saklı tutar.)
13. The park reserves certain areas for wildlife habitat. (Park, yaban hayatı habitatı için belirli alanları saklar.)
14. He reserved his best jokes for the end of the party. (Partinin sonuna kadar en iyi şakalarını sakladı.)
15. The company reserves the right to cancel the event due to unforeseen circumstances. (Şirket, beklenmedik durumlardan dolayı etkinliği iptal etme hakkını saklı tutar.)
16. She reserved the guest bedroom for her parents’ visit. (Ebeveynlerinin ziyareti için konuk yatak odasını sakladı.)
17. The hotel reserves the best rooms for VIP guests. (Otel, VIP konuklar için en iyi odaları saklar.)
18. He reserved his opinion about the new employee until he had a chance to observe her work. (Yeni çalışan hakkındaki fikrini, işini gözlemleme