Repetitious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Repetitious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Repetitious kelimesinin Türkçe anlamı:

Tekrarlayıcı, tekrar eden, monoton

Repetitious İle İlgili Örnek Cümleler:

1. She gave a repetitious speech about the same topic. (Aynı konuda tekrarlayan bir konuşma yaptı.)
2. The teacher warned the student about his repetitious writing style. (Öğretmen öğrenciyi tekrar eden yazım tarzı hakkında uyardı.)
3. The song had a repetitious chorus that got stuck in my head. (Şarkının kafamda takılan tekrarlayan bir nakaratı vardı.)
4. The comedian’s jokes were becoming repetitious and predictable. (Komedyenin şakaları tekrar edici ve öngörülebilir hale geliyordu.)
5. The author used repetitious words to create a specific mood. (Yazar belirli bir ruh hali yaratmak için tekrarlayan kelimeler kullandı.)
6. The meeting was unproductive due to the repetitious arguments. (Toplantı, tekrar eden tartışmalar nedeniyle üretken olmadı.)
7. The movie’s plot was repetitious and lacked originality. (Filmin hikayesi tekrarlayıcıydı ve orijinalliği yoktu.)
8. The repetitive nature of his job was causing him stress. (İşinin tekrar eden doğası ona stres yaratıyordu.)
9. The song’s repetitious melody was catchy and memorable. (Şarkının tekrar eden melodisi çekici ve hatırlanabilir idi.)
10. The presentation was boring due to the speaker’s repetitious tone. (Sunum, konuşmacının tekrarlayan tonu nedeniyle sıkıcıydı.)
11. The game became monotonous and repetitious after a few rounds. (Oyun birkaç turdan sonra monoton ve tekrarlayıcı hale geldi.)
12. The writer’s repetitious use of adjectives was distracting. (Yazarın sıfatları tekrarlayan kullanımı dikkat dağıtıcıydı.)
13. The artist used repetitious shapes and patterns in his artwork. (Sanatçı, sanat eserinde tekrar eden şekiller ve desenler kullandı.)
14. The meeting was long and repetitious, and everyone was eager to leave. (Toplantı uzun ve tekrarlayıcıydı ve herkes ayrılmak için sabırsızlandı.)
15. The band’s repetitious songs were becoming less popular with fans. (Grubun tekrar eden şarkıları hayranlar arasında daha az popüler hale geliyordu.)
16. The teacher asked the student to vary his language and avoid repetitious phrases. (Öğretmen öğrenc

    inin dilini değiştirmesini ve tekrarlayan ifadelerden kaçınmasını istedi.)

17. The exercise routine became repetitious, and the person lost motivation. (Egzersiz rutini tekrar edici hale geldi ve kişi motivasyonunu kaybetti.)
18. The company’s advertising campaign was repetitious and lacked creativity. (Şirketin reklam kampanyası tekrar ediciydi ve yaratıcılıktan yoksundu.)
19. The speaker’s repetitious use of anecdotes was tiresome. (Konuşmacının tekrarlayan anekdot kullanımı yorucuydu.)
20. The singer’s repetitious vocal style was criticized by music critics. (Şarkıcının tekrarlayan vokal tarzı, müzik eleştirmenleri tarafından eleştirildi.)