Repertoire İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Repertoire İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Repertoire

Repertoire, bir kişi ya da grubun sahip olduğu oyun, şarkı, dans ya da sanat eserleri gibi performanslarının tamamı anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. She has an extensive repertoire of classical music pieces. (O, klasik müzik eserleri konusunda geniş bir repertuara sahip.)
2. The theater company’s repertoire includes both classic and modern plays. (Tiyatro topluluğunun repertuvarı hem klasik hem de modern oyunları içerir.)
3. He added a few new songs to his repertoire for his upcoming concert. (Yaklaşan konseri için repertuvarına birkaç yeni şarkı ekledi.)
4. The dance troupe showcased their impressive repertoire of different styles. (Dans topluluğu, farklı tarzlardaki etkileyici repertuvarlarını sergiledi.)
5. The artist’s repertoire consists of both oil and watercolor paintings. (Sanatçının repertuvarı, hem yağlı boya hem de suluboya tablolardan oluşur.)
6. I’m trying to expand my cooking repertoire by trying out new recipes. (Yeni tarifleri deneyerek, yemek yapma repertuvarımı genişletmeye çalışıyorum.)
7. The band’s repertoire includes popular songs from the 80s and 90s. (Grubun repertuvarı, 80’ler ve 90’ların popüler şarkılarını içerir.)
8. She is known for her impressive vocal repertoire, which includes both opera and jazz. (O, hem opera hem de cazı içeren etkileyici vokal repertuvarıyla tanınıyor.)
9. The circus performers have a wide-ranging repertoire of acrobatic feats. (Sirk artistleri, geniş bir akrobatik numaralar repertuvarına sahiptir.)
10. The orchestra’s repertoire for the season includes Beethoven’s Fifth Symphony. (Sezon için orkestranın repertuvarı, Beethoven’ın Beşinci Senfonisi’ni içerir.)
11. The comedy troupe’s repertoire of skits and jokes kept the audience laughing. (Komedi topluluğunun skeç ve şaka repertuvarı, seyirciyi güldürmeye devam etti.)
12. The museum’s repertoire of exhibits includes rare artifacts from ancient civilizations. (Müzenin sergiler repertuvarı, antik medeniyetlerden nadir eserleri içerir.)
13. The fashion designer’s repertoire includes elegant evening gowns and edgy streetwear. (Moda tasarımcısının repertuvarı, şık gece elbiseleri ve çarpıcı sokak giysilerini içerir.)
14. The magician’s repertoire of illusions never fails to amaze his audience. (Sihirbazın illüzyon repertuvarı, izleyicilerini her zaman şaşırtmayı başarıyor.)
15. The ballet company’s repertoire includes both classical and contemporary dance pieces. (Bale topluluğunun repertuvarı, hem klasik hem de çağdaş dans parçalarını içerir.)
16. The poet’s repertoire of verse covers a wide range of themes and styles

17. The restaurant’s repertoire of dishes features a fusion of flavors from different cuisines. (Restoranın yemekleri repertuvarı, farklı mutfaklardan gelen tatların birleşimini içerir.)
18. The jazz band’s repertoire of standards and improvisations was well-received by the crowd. (Caz grubunun standart ve improvisasyonlar repertuvarı, kalabalık tarafından iyi karşılandı.)
19. The sculptor’s repertoire includes both figurative and abstract pieces in various materials. (Heykeltıraşın repertuvarı, farklı materyallerde figüratif ve soyut eserleri içerir.)
20. The film director’s repertoire of movies spans multiple genres and themes. (Film yönetmeninin repertuvarı, farklı türler ve temaları kapsayan filmleri içerir.)