Repercussion İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Repercussion İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Repercussion Nedir?

Repercussion kelimesi Türkçe’de “tepki, yansıma, etki, sonuç” gibi anlamlara gelir. Bu kelime olumsuz bir etki veya sonucu ifade edebilir.

Örnek Cümleler:

1. The company’s decision to lay off workers had serious repercussions on the local economy. (Şirketin işçi çıkarma kararı yerel ekonomi üzerinde ciddi sonuçlar doğurdu.)
2. His careless behavior had severe repercussions on his academic performance. (Dikkatsiz davranışları akademik performansı üzerinde ciddi etkilere neden oldu.)
3. The government’s new tax policy will have a negative repercussion on small businesses. (Hükümetin yeni vergi politikası küçük işletmeler üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacak.)
4. Her words had a profound repercussion on the audience. (Sözleri dinleyiciler üzerinde derin bir etki yarattı.)
5. The athlete’s doping scandal had far-reaching repercussions on the sports industry. (Sporcu doping skandalı spor endüstrisi üzerinde uzun vadeli sonuçlar doğurdu.)
6. The company’s decision to cut corners had negative repercussions on product quality. (Şirketin köşeleri kesme kararı ürün kalitesi üzerinde olumsuz sonuçlar doğurdu.)
7. The political scandal had serious repercussions on the country’s reputation. (Politik skandal ülkenin reputasyonu üzerinde ciddi sonuçlar doğurdu.)
8. The environmental damage caused by the oil spill had dire repercussions on marine life. (Petrol sızıntısının neden olduğu çevresel hasar deniz yaşamı üzerinde felaket sonuçlara neden oldu.)
9. His reckless driving had dangerous repercussions on other drivers on the road. (Dikkatsiz sürüşü yoldaki diğer sürücüler üzerinde tehlikeli sonuçlar doğurdu.)
10. The teacher’s harsh words had a negative repercussion on the student’s self-esteem. (Öğretmenin sert sözleri öğrencinin özsaygısı üzerinde olumsuz bir etkiye sahipti.)
11. The economic recession had far-reaching repercussions on the global economy. (Ekonomik durgunluk küresel ekonomi üzerinde uzun vadeli sonuçlar doğurdu.)
12. The company’s unethical practices had serious repercussions on its reputation. (Şirketin etik olmayan uygulamaları reputasyonu üzerinde ciddi sonuçlar doğurdu.)
13. The musician’s controversial remarks had a negative repercussion on his fanbase. (Müzisyenin tartışmalı sözleri hayran kitlesinin üzerinde olumsuz bir etkiye sahip oldu.)
14. The consequences of climate change will have dire repercussions on future generations. (İklim değişikliğinin sonuçları gelecek nesiller üzerinde felaket sonuçlar doğuracak.)
15. The athlete’s injury had a ripple effect on the team’s performance. (Sporcu sakatlanması takım performansı üzerinde dalgalar yarattı.)
    16

16. The politician’s scandal had far-reaching repercussions on his political career. (Politikacının skandalı siyasi kariyeri üzerinde uzun vadeli sonuçlar doğurdu.)
17. The family’s financial problems had negative repercussions on their daily lives. (Ailelerin mali sorunları günlük yaşamları üzerinde olumsuz sonuçlar doğurdu.)
18. The company’s decision to ignore customer complaints had serious repercussions on its sales. (Şirketin müşteri şikayetlerini görmezden gelme kararı satışları üzerinde ciddi sonuçlar doğurdu.)
19. The city’s budget cuts had repercussions on public services. (Şehrin bütçe kesintileri kamu hizmetleri üzerinde etkileri oldu.)
20. The student’s cheating had negative repercussions on his academic integrity. (Öğrencinin kopya çekmesi akademik dürüstlüğü üzerinde olumsuz sonuçlar doğurdu.)

Türkçe Karşılıklar:

1. Sonuçlar
2. Etkiler
3. Tepkiler
4. Yansımalar
5. Etkiler
6. Olumsuz sonuçlar
7. Ciddi sonuçlar
8. Felaket sonuçlar
9. Tehlikeli sonuçlar
10. Olumsuz etkiler
11. Uzun vadeli sonuçlar
12. Ciddi sonuçlar
13. Olumsuz etki
14. Felaket sonuçlar
15. Dalgalar
16. Uzun vadeli sonuçlar
17. Olumsuz sonuçlar
18. Ciddi sonuçlar
19. Etkileri oldu
20. Olumsuz sonuçlar