Remuneration İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Remuneration İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Remuneration Nedir?

Remuneration, Türkçe karşılığı ile ücret veya maaş anlamına gelir. Genellikle iş veya hizmet karşılığında ödenen para veya diğer avantajlar için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I received a generous remuneration for my work as a consultant. (Ben bir danışman olarak yaptığım iş için cömert bir ücret aldım.)
2. The company offers competitive remuneration to attract top talent. (Şirket, üst düzey yetenekleri çekmek için rekabetçi bir ücret sunar.)
3. His remuneration package includes health insurance and a retirement plan. (Onun ücret paketi sağlık sigortası ve emeklilik planını da içerir.)
4. We negotiated the remuneration terms before accepting the job offer. (İş teklifini kabul etmeden önce ücret koşullarını görüştük.)
5. The remuneration for this project is based on a fixed fee rather than hourly rates. (Bu proje için ücret, saatlik ücretler yerine sabit bir ücrete dayanıyor.)
6. She received a bonus as part of her remuneration package for exceeding her sales targets. (Satış hedeflerini aşması nedeniyle ücret paketinin bir parçası olarak bir bonus aldı.)
7. The company is reviewing its remuneration policy to ensure fairness and equity. (Şirket, adil ve eşitlik sağlamak için ücret politikasını gözden geçiriyor.)
8. I am satisfied with my remuneration and benefits as an employee of this organization. (Bu kuruluşun bir çalışanı olarak ücret ve yararlarımdan memnunum.)
9. The remuneration for overtime work is calculated at a higher rate than regular hours. (Mesai ücreti, normal saatlerden daha yüksek bir oranda hesaplanır.)
10. The CEO’s remuneration is subject to approval by the board of directors. (CEO’nun ücreti, yönetim kurulu tarafından onaylanmaya tabidir.)
11. She negotiated a higher remuneration package when she was offered a position at a competitor’s firm. (Rakip firmanın bir pozisyonu teklif edildiğinde daha yüksek bir ücret paketi görüştü.)
12. The remuneration for this job includes a travel allowance for business trips. (Bu iş için ücret, iş seyahatleri için seyahat masrafı da dahil olmak üzere belirlenir.)
13. The company’s remuneration policy emphasizes performance-based pay and rewards. (Şirketin ücret politikası performansa dayalı ödeme ve ödülleri vurgular.)
14. The remuneration for freelance work can vary depending on the project and client. (Serbest çalışan işi için ücret, proje ve müşteriye bağlı olarak değişebilir.)
15. The union is demanding higher remuneration for its members in the next contract negotiations. (Sendika, gelecek sözleşme görüşmelerinde üyeleri için daha yüksek ücret talep ediyor.)
16. The remuneration package for this executive position includes

stock options and a performance-based bonus. (Bu yönetici pozisyonu için ücret paketi, hisse senedi seçeneklerini ve performansa dayalı bir bonusu içerir.)
17. The remuneration for this job is non-negotiable and set by company policy. (Bu iş için ücret görüşülemez ve şirket politikası tarafından belirlenir.)

18. The company offers remuneration in the form of equity ownership for its top executives. (Şirket, üst düzey yöneticileri için hisse sahipliği şeklinde ücret sunar.)
19. The remuneration for this internship includes a stipend and the opportunity for professional development. (Bu staj için ücret, bir ödenek ve mesleki gelişim fırsatını içerir.)
20. She was dissatisfied with the remuneration for her role and decided to look for a better-paying job. (Rolü için ücretten memnun değildi ve daha iyi ödeyen bir iş aramaya karar verdi.)