Remove İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Remove İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Remove kelimesi


Remove kelimesi Türkçede “çıkarmak, çıkarıp almak” gibi anlamlara gelir.

  1. I need to remove this stain from my shirt. (Gömleğimden bu lekeyi çıkarmam gerekiyor.)
  2. The workers removed the old furniture from the office. (İşçiler eski mobilyaları ofisten çıkardı.)
  3. Can you please remove your shoes before entering the house? (Eve girerken lütfen ayakkabılarınızı çıkarır mısınız?)
  4. The teacher removed the student from the class for being disruptive. (Öğretmen, sınıfta huzursuzluk yarattığı için öğrenciyi sınıftan çıkardı.)
  5. He tried to remove the bullet from his arm. (Kolundaki kurşunu çıkarmaya çalıştı.)
  6. We need to remove the old wallpaper before we can paint the walls. (Duvarları boyayabilmek için eski duvar kağıdını çıkarmamız gerekiyor.)
  7. The dentist removed my wisdom teeth. (Diş hekimi benim dişlerimi çekti.)
  8. The company decided to remove the outdated product from the market. (Şirket, piyasadan eski ürünü çıkarmaya karar verdi.)
  9. The chef carefully removed the bones from the fish. (Şef balıktan kemikleri dikkatle çıkardı.)
  10. The police removed the barricades to let the protesters through. (Polis barikatları kaldırarak protestocuların geçmesine izin verdi.)
  11. She removed the cake from the oven and let it cool on the counter. (Fırından keki çıkardı ve tezgah üzerinde soğumasına izin verdi.)
  12. The doctor removed the tumor during the surgery. (Doktor ameliyat sırasında tümörü çıkardı.)
  13. Please remove your belongings from the locker before you leave. (Ayrılmadan önce dolaptaki eşyalarınızı çıkarın lütfen.)
  14. The hotel staff removed the dirty dishes from our room. (Otel çalışanları kirli tabakları odamızdan çıkardı.)
  15. He used a special solution to remove the rust from the metal. (Metal üzerindeki pası çıkarmak için özel bir çözüm kullandı.)
  16. The software allows you to remove unwanted background noise from your recordings. (Yazılım, kayıtlarınızdan istenmeyen arka plan gürültüsünü çıkarmanıza izin verir.)
  17. The judge decided to remove the child from his parents’ custody. (Hakim, çocuğu ebeveynlerin velayetinden çıkarmaya karar verdi.)
  18. The hotel manager had to remove the unruly guest from the premises. (Otel müdürü huzursuz konuğu mülkten çıkarmak zorunda kaldı.)
  19. She used a makeup remover to remove her mascara before going to bed. (Yatmadan önce rimelini çıkarmak için makyaj temizleyici kullandı.)
  1. The IT department removed the virus from my computer. (Bilgi işlem departmanı bilgisayarımdan virüsü çıkardı.)

İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı


İle kelimesi Türkçede “birlikte, beraber” gibi anlamlara gelir ve sıklıkla kullanılır.

  1. She went to the party with her friends. (Arkadaşları ile partiye gitti.)
  2. I bought this gift for you with my own money. (Bu hediye, kendi param ile senin için aldım.)
  3. He learned to play the guitar with his uncle’s guidance. (Amcasının yönlendirmesi ile gitar çalmayı öğrendi.)
  4. They celebrated their anniversary with a romantic dinner. (Yıldönümlerini romantik bir akşam yemeği ile kutladılar.)
  5. The kids played with their toys in the park. (Çocuklar oyuncakları ile parkta oynadılar.)
  6. I can’t work with this noise in the background. (Arka plandaki bu gürültü ile çalışamıyorum.)
  7. She communicated with her colleagues via email. (Meslektaşları ile e-posta yoluyla iletişim kurdu.)
  8. He travels with his dog everywhere he goes. (Köpeği ile nereye giderse gitsin seyahat eder.)
  9. They met with the company’s CEO to discuss the future plans. (Gelecek planlarını görüşmek için şirketin CEO’su ile buluştular.)
  10. She decorated the room with flowers and candles for the party. (Parti için odayı çiçekler ve mumlar ile dekore etti.)
  11. He learned to cook Chinese food with his grandmother’s recipes. (Büyükannesinin tarifleri ile Çin yemekleri yapmayı öğrendi.)
  12. The team won the championship with their strong defense. (Takım, güçlü savunmaları ile şampiyonluğu kazandı.)
  13. She listened to music with her headphones on. (Kulaklığı ile müzik dinledi.)
  14. They celebrated the new year with fireworks and champagne. (Yeni yılı havai fişekler ve şampanya ile kutladılar.)
  15. He watches movies with his girlfriend every weekend. (Her hafta sonu kız arkadaşı ile film izler.)
  16. She studied for her exam with her classmates at the library. (Sınavı için sınıf arkadaşları ile kütüphanede çalıştı.)
  17. They traveled to Europe with a group of friends. (Arkadaş grubu ile Avrupa’ya seyahat ettiler.)
  18. He exercises with his personal trainer every morning. (Her sabah özel antrenörü ile egzersiz yapar.)
  19. She learned to dance with her dance instructor’s guidance. (Dans öğretmeninin yönlendirmesi ile dans etmeyi öğrendi.)
  20. They cooked dinner together with their family. (Aileleri ile birlikte akşam yemeği pişirdiler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.