Relinquish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Relinquish
Relinquish kelimesi “vazgeçmek” anlamına gelir. Bu kelime, bir şeyi yapmaktan vazgeçmek veya kontrolü bırakmak gibi anlamlarda kullanılır.
-
I have decided to relinquish my ownership of the company.
(Türkçe: Şirketin sahipliğinden vazgeçmeye karar verdim.) -
She had to relinquish her dreams of becoming an actress.
(Türkçe: Oyuncu olma hayallerinden vazgeçmek zorunda kaldı.) -
He finally agreed to relinquish his control over the project.
(Türkçe: Nihayet proje üzerindeki kontrolünden vazgeçmeyi kabul etti.) -
The captain had to relinquish his command due to illness.
(Türkçe: Kaptan hastalığı nedeniyle komutunu bırakmak zorunda kaldı.) -
The company had to relinquish some of its assets to pay off its debts.
(Türkçe: Şirket borçlarını ödemek için bazı varlıklarından vazgeçmek zorunda kaldı.) -
He finally decided to relinquish his pride and ask for help.
(Türkçe: Nihayet gururundan vazgeçip yardım istemeye karar verdi.) -
The government was forced to relinquish its control over the media.
(Türkçe: Hükümet, medya üzerindeki kontrolünden vazgeçmek zorunda kaldı.) -
She had to relinquish her position as CEO due to her health.
(Türkçe: Sağlığı nedeniyle CEO pozisyonundan vazgeçmek zorunda kaldı.) -
The athlete decided to relinquish his medal after failing a drug test.
(Türkçe: Sporcu, doping testinde başarısız olduktan sonra madalyasından vazgeçmeye karar verdi.) -
The government was reluctant to relinquish its power.
(Türkçe: Hükümet, gücünden vazgeçmek isteksizdi.) -
She had to relinquish her hold on the rope to avoid falling.
(Türkçe: Düşmekten kaçınmak için halatı bırakmak zorunda kaldı.) -
The company decided to relinquish its plans for expansion.
(Türkçe: Şirket, genişleme planlarından vazgeçmeye karar verdi.) -
The prisoner was reluctant to relinquish his weapon.
(Türkçe: Tutuklu, silahını bırakmak isteksizdi.) -
He had to relinquish his passport at the border.
(Türkçe: Sınırda pasaportunu teslim etmek zorunda kaldı.) -
The company was forced to relinquish its monopoly.
(Türkçe: Şirket, tekeli bırakmak zorunda kaldı.) -
The family had to relinquish their home due to
financial difficulties.
(Türkçe: Aile, mali zorluklar nedeniyle evlerinden vazgeçmek zorunda kaldı.)
-
The politician was asked to relinquish his seat in parliament.
(Türkçe: Politikacı, parlamentodaki koltuğundan vazgeçmesi istendi.) -
She decided to relinquish her grudges and forgive her ex-boyfriend.
(Türkçe: Eski erkek arkadaşına kızgınlıklarından vazgeçmeye ve onu affetmeye karar verdi.) -
The organization had to relinquish its plan to hold the event due to safety concerns.
(Türkçe: Organizasyon, güvenlik endişeleri nedeniyle etkinliği düzenleme planından vazgeçmek zorunda kaldı.) -
The coach asked the player to relinquish his ego and work with the team.
(Türkçe: Antrenör, oyuncudan egosundan vazgeçmesini ve takımıyla çalışmasını istedi.)
Hemen Yorum Yaz