Reliance On İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reliance On İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reliance on İle İlgili Cümleler

Reliance on, İngilizce’de “güven, dayanma, bağımlılık” anlamına gelir. İşte, “reliance on” kelimesiyle kullanabileceğiniz 20 örnek cümle:

  1. I have a heavy reliance on caffeine to get through the day. (Güne devam etmek için kafeine aşırı bağımlılığım var.)
  2. The company has a heavy reliance on its top customers. (Şirketin en büyük müşterilerine aşırı bağımlılığı var.)
  3. Children often have a strong reliance on their parents. (Çocuklar genellikle ebeveynlerine güçlü bir bağımlılık içindedirler.)
  4. The economy has a reliance on the energy sector. (Ekonomi, enerji sektörüne güveniyor.)
  5. The team’s success was largely due to their reliance on teamwork. (Takımın başarısı büyük ölçüde takım çalışmasına olan güvenlerine dayanıyordu.)
  6. She has a reliance on painkillers due to her chronic pain. (Kronik ağrılarından dolayı ağrı kesicilere olan bağımlılığı var.)
  7. The country’s reliance on oil is a major concern for environmentalists. (Ülkenin petrol bağımlılığı çevreciler için büyük bir endişe kaynağıdır.)
  8. I have a reliance on my phone to stay connected with my friends and family. (Arkadaşlarımla ve ailemle bağlantıda kalmak için telefonuma güveniyorum.)
  9. The company’s reliance on outdated technology is holding them back. (Şirketin eski teknolojilere olan bağımlılığı ilerlemelerini engelliyor.)
  10. The team’s reliance on their star player proved to be their downfall. (Takımın yıldız oyuncusuna olan bağımlılıkları onların yenilgisine neden oldu.)
  11. Many people have a reliance on social media for their daily news. (Birçok insan günlük haberlerini almak için sosyal medyaya güvenir.)
  12. The city’s reliance on cars is causing major traffic congestion. (Şehrin araba kullanmaya olan bağımlılığı büyük trafik sıkışıklığına neden oluyor.)
  13. The company’s reliance on one supplier proved to be a costly mistake. (Şirketin tek bir tedarikçiye olan bağımlılığı maliyetli bir hata olduğunu kanıtladı.)
  14. The athlete’s reliance on performance-enhancing drugs cost him his career. (Sporcu performans artırıcı ilaçlara olan güveni nedeniyle kariyerini kaybetti.)
  15. The restaurant’s reliance on frozen ingredients was a major turn-off for customers. (Restoranın dondurulmuş malzemelere olan bağımlılığı müşteriler için büyük bir dezavantajdı.)
  16. The company’s reliance on a single product line made them vulnerable to market fluctuations. (Şirketin tek bir ürün hattına olan bağımlılı
  1. His reliance on his assistant for everything made him seem incompetent. (Her şey için asistanına olan güveni onun beceriksiz görünmesine neden oldu.)
  2. The country’s reliance on foreign aid is a cause for concern. (Ülkenin yabancı yardıma olan bağımlılığı endişe kaynağıdır.)
  3. The team’s reliance on their coach for strategy backfired in the final game. (Takımın strateji için koçlarına olan güveni final maçında ters tepti.)
  4. The company’s reliance on outsourcing led to quality control issues. (Şirketin dış kaynak kullanımına olan bağımlılığı kalite kontrol sorunlarına neden oldu.)

Türkçe karşılıkları:

  1. Güne devam etmek için kafeine aşırı bağımlılığım var.
  2. Şirketin en büyük müşterilerine aşırı bağımlılığı var.
  3. Çocuklar genellikle ebeveynlerine güçlü bir bağımlılık içindedirler.
  4. Ekonomi, enerji sektörüne güveniyor.
  5. Takımın başarısı büyük ölçüde takım çalışmasına olan güvenlerine dayanıyordu.
  6. Kronik ağrılarından dolayı ağrı kesicilere olan bağımlılığı var.
  7. Ülkenin petrol bağımlılığı çevreciler için büyük bir endişe kaynağıdır.
  8. Arkadaşlarımla ve ailemle bağlantıda kalmak için telefonuma güveniyorum.
  9. Şirketin eski teknolojilere olan bağımlılığı ilerlemelerini engelliyor.
  10. Takımın yıldız oyuncusuna olan bağımlılıkları onların yenilgisine neden oldu.
  11. Birçok insan günlük haberlerini almak için sosyal medyaya güvenir.
  12. Şehrin araba kullanmaya olan bağımlılığı büyük trafik sıkışıklığına neden oluyor.
  13. Şirketin tek bir tedarikçiye olan bağımlılığı maliyetli bir hata olduğunu kanıtladı.
  14. Sporcu performans artırıcı ilaçlara olan güveni nedeniyle kariyerini kaybetti.
  15. Restoranın dondurulmuş malzemelere olan bağımlılığı müşteriler için büyük bir dezavantajdı.
  16. Şirketin tek bir ürün hattına olan bağımlılığı piyasa dalgalanmalarına karşı savunmasız kıldı.
  17. Her şey için asistanına olan güveni onun beceriksiz görünmesine neden oldu.
  18. Ülkenin yabancı yardıma olan bağımlılığı endişe kaynağıdır.
  19. Takımın strateji için koçlarına olan güveni final maçında ters tepti.
  20. Şirketin dış kaynak kullanımına olan bağımlılığı kalite kontrol sorunlarına n

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.