Reliance On İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Reliance on İle İlgili Cümleler
Reliance on, İngilizce’de “güven, dayanma, bağımlılık” anlamına gelir. İşte, “reliance on” kelimesiyle kullanabileceğiniz 20 örnek cümle:
- I have a heavy reliance on caffeine to get through the day. (Güne devam etmek için kafeine aşırı bağımlılığım var.)
- The company has a heavy reliance on its top customers. (Şirketin en büyük müşterilerine aşırı bağımlılığı var.)
- Children often have a strong reliance on their parents. (Çocuklar genellikle ebeveynlerine güçlü bir bağımlılık içindedirler.)
- The economy has a reliance on the energy sector. (Ekonomi, enerji sektörüne güveniyor.)
- The team’s success was largely due to their reliance on teamwork. (Takımın başarısı büyük ölçüde takım çalışmasına olan güvenlerine dayanıyordu.)
- She has a reliance on painkillers due to her chronic pain. (Kronik ağrılarından dolayı ağrı kesicilere olan bağımlılığı var.)
- The country’s reliance on oil is a major concern for environmentalists. (Ülkenin petrol bağımlılığı çevreciler için büyük bir endişe kaynağıdır.)
- I have a reliance on my phone to stay connected with my friends and family. (Arkadaşlarımla ve ailemle bağlantıda kalmak için telefonuma güveniyorum.)
- The company’s reliance on outdated technology is holding them back. (Şirketin eski teknolojilere olan bağımlılığı ilerlemelerini engelliyor.)
- The team’s reliance on their star player proved to be their downfall. (Takımın yıldız oyuncusuna olan bağımlılıkları onların yenilgisine neden oldu.)
- Many people have a reliance on social media for their daily news. (Birçok insan günlük haberlerini almak için sosyal medyaya güvenir.)
- The city’s reliance on cars is causing major traffic congestion. (Şehrin araba kullanmaya olan bağımlılığı büyük trafik sıkışıklığına neden oluyor.)
- The company’s reliance on one supplier proved to be a costly mistake. (Şirketin tek bir tedarikçiye olan bağımlılığı maliyetli bir hata olduğunu kanıtladı.)
- The athlete’s reliance on performance-enhancing drugs cost him his career. (Sporcu performans artırıcı ilaçlara olan güveni nedeniyle kariyerini kaybetti.)
- The restaurant’s reliance on frozen ingredients was a major turn-off for customers. (Restoranın dondurulmuş malzemelere olan bağımlılığı müşteriler için büyük bir dezavantajdı.)
- The company’s reliance on a single product line made them vulnerable to market fluctuations. (Şirketin tek bir ürün hattına olan bağımlılı
- His reliance on his assistant for everything made him seem incompetent. (Her şey için asistanına olan güveni onun beceriksiz görünmesine neden oldu.)
- The country’s reliance on foreign aid is a cause for concern. (Ülkenin yabancı yardıma olan bağımlılığı endişe kaynağıdır.)
- The team’s reliance on their coach for strategy backfired in the final game. (Takımın strateji için koçlarına olan güveni final maçında ters tepti.)
- The company’s reliance on outsourcing led to quality control issues. (Şirketin dış kaynak kullanımına olan bağımlılığı kalite kontrol sorunlarına neden oldu.)
Türkçe karşılıkları:
- Güne devam etmek için kafeine aşırı bağımlılığım var.
- Şirketin en büyük müşterilerine aşırı bağımlılığı var.
- Çocuklar genellikle ebeveynlerine güçlü bir bağımlılık içindedirler.
- Ekonomi, enerji sektörüne güveniyor.
- Takımın başarısı büyük ölçüde takım çalışmasına olan güvenlerine dayanıyordu.
- Kronik ağrılarından dolayı ağrı kesicilere olan bağımlılığı var.
- Ülkenin petrol bağımlılığı çevreciler için büyük bir endişe kaynağıdır.
- Arkadaşlarımla ve ailemle bağlantıda kalmak için telefonuma güveniyorum.
- Şirketin eski teknolojilere olan bağımlılığı ilerlemelerini engelliyor.
- Takımın yıldız oyuncusuna olan bağımlılıkları onların yenilgisine neden oldu.
- Birçok insan günlük haberlerini almak için sosyal medyaya güvenir.
- Şehrin araba kullanmaya olan bağımlılığı büyük trafik sıkışıklığına neden oluyor.
- Şirketin tek bir tedarikçiye olan bağımlılığı maliyetli bir hata olduğunu kanıtladı.
- Sporcu performans artırıcı ilaçlara olan güveni nedeniyle kariyerini kaybetti.
- Restoranın dondurulmuş malzemelere olan bağımlılığı müşteriler için büyük bir dezavantajdı.
- Şirketin tek bir ürün hattına olan bağımlılığı piyasa dalgalanmalarına karşı savunmasız kıldı.
- Her şey için asistanına olan güveni onun beceriksiz görünmesine neden oldu.
- Ülkenin yabancı yardıma olan bağımlılığı endişe kaynağıdır.
- Takımın strateji için koçlarına olan güveni final maçında ters tepti.
- Şirketin dış kaynak kullanımına olan bağımlılığı kalite kontrol sorunlarına n
Hemen Yorum Yaz