Relevant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Relevant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Relevant

Relevant, İngilizce bir kelime olup, “ilgili, uygun, alakalı” anlamlarına gelmektedir.

1. This article is not relevant to our topic. (Bu makale konumuzla ilgili değil.)
2. Her experience was relevant to the job she applied for. (Onun deneyimleri başvurduğu işle ilgiliydi.)
3. I have found some relevant information on this website. (Bu web sitesinde bazı ilgili bilgiler buldum.)
4. The teacher always tries to make the lessons relevant to the students’ interests. (Öğretmen dersleri her zaman öğrencilerin ilgi alanlarına uygun yapmaya çalışır.)
5. The new research is not relevant to our previous findings. (Yeni araştırma önceki bulgularımızla ilgili değil.)
6. This book contains relevant examples of the topic we are discussing. (Bu kitap tartıştığımız konuyla ilgili uygun örnekler içeriyor.)
7. The company only hires candidates with relevant work experience. (Şirket sadece ilgili iş deneyimine sahip adayları işe alır.)
8. It is important to provide relevant evidence to support your argument. (Argümanınızı desteklemek için uygun kanıtlar sağlamak önemlidir.)
9. The presentation was very relevant to the audience’s needs. (Sunum, izleyicilerin ihtiyaçlarına çok uyguntu.)
10. This article discusses the most relevant issues of the current political climate. (Bu makale mevcut siyasi iklimin en uygun konularını tartışıyor.)
11. The research team is focusing on gathering relevant data for their study. (Araştırma ekibi çalışmaları için uygun veriler toplamaya odaklanıyor.)
12. The newspaper only publishes articles that are relevant to their readers. (Gazete sadece okuyucularına uygun makaleler yayınlıyor.)
13. The company’s marketing strategy is not relevant to the current market trends. (Şirketin pazarlama stratejisi mevcut pazar trendlerine uygun değil.)
14. The museum’s exhibits are all relevant to the history of the city. (Müzenin sergileri şehrin tarihine uygun.)
15. The professor assigned relevant readings for the upcoming exam. (Profesör, yaklaşan sınav için uygun okumalar atadı.)
16. The committee is searching for someone with relevant expertise to lead the project. (Komite, projeyi yönetmek için uygun uzmanlığa sahip birini arıyor.)
17. The survey included questions that were relevant to the participants’ experiences. (Anket, katılımcıların deneyimlerine uygun sorular içeriyordu.)
18. The training program provides relevant skills for the job market. (Eğitim programı iş piyasası için uygun beceriler sağlar.)
19. The report analyzed all the relevant data to reach a conclusion. (Rapor, sonuca varmak için tüm uygun verileri analiz etti.)
20. The company’s social media posts are always relevant to their brand’s message. (Şirketin sos

yal medya gönderileri her zaman markalarının mesajına uygun.)

Not: Türkçe çeviriler, cümlelerin anlamını tam olarak yansıtmayabilir.