Rekindle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rekindle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rekindle Nedir?

Rekindle, bir ilişkiyi, alevlenmeyi veya yeniden canlandırmayı ifade eder. Bu kelime, genellikle romantik ilişkiler veya eski bir dostluğun yeniden başlatılması ile ilgili olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. After a few months of distance, we decided to rekindle our relationship. (Birkaç ay uzak kaldıktan sonra ilişkimizi yeniden canlandırmaya karar verdik.)
  2. I hope we can rekindle our friendship. (Umarım dostluğumuzu yeniden canlandırabiliriz.)
  3. The couple went on a vacation to rekindle their love. (Çift, aşklarını yeniden canlandırmak için tatil yaptı.)
  4. It’s important to take time to rekindle your passion for your work. (İşiniz için tutkunuzu yeniden canlandırmak için zaman ayırmak önemlidir.)
  5. Sometimes all it takes is a heartfelt apology to rekindle a broken relationship. (Bazen, kırılmış bir ilişkiyi yeniden canlandırmak için samimi bir özür yeterlidir.)
  6. The sight of the ocean always rekindles memories of my childhood. (Deniz manzarası her zaman çocukluğumun anılarını yeniden canlandırır.)
  7. Taking a break can help rekindle your creativity. (Bir mola vermek, yaratıcılığınızı yeniden canlandırmaya yardımcı olabilir.)
  8. They plan to rekindle their love by taking dance lessons together. (Birlikte dans dersleri alarak aşklarını yeniden canlandırmayı planlıyorlar.)
  9. The letter he received from his ex-girlfriend rekindled feelings he thought were long gone. (Eski sevgilisinden aldığı mektup, uzun zamandır yok sandığı duygularını yeniden canlandırdı.)
  10. Sometimes revisiting old memories can help rekindle a lost friendship. (Bazen eski anıları tekrar hatırlamak kaybolan bir dostluğu yeniden canlandırmaya yardımcı olabilir.)
  11. A romantic dinner is the perfect way to rekindle a relationship. (Romantik bir akşam yemeği, bir ilişkiyi yeniden canlandırmak için mükemmel bir yoldur.)
  12. The couple’s trip to Paris helped them rekindle their passion for each other. (Çiftin Paris seyahati, birbirlerine olan tutkularını yeniden canlandırmalarına yardımcı oldu.)
  13. Sometimes you have to let go of the past to rekindle the future. (Bazen geleceği yeniden canlandırmak için geçmişi bırakmanız gerekir.)
  14. Going on a spontaneous adventure together can rekindle a stale relationship. (Birlikte spontan bir maceraya çıkmak, durağan bir ilişkiyi yeniden canlandırabilir.)
  15. Reading a favorite book can rekindle a love for reading. (Favori bir kitap okumak, okuma sevg
  1. Sometimes a change of scenery can help rekindle your passion for life. (Bazen mekan değişikliği, hayata olan tutkunu yeniden canlandırmaya yardımcı olabilir.)
  2. They decided to rekindle their old band and start making music again. (Eski grubunu yeniden canlandırmaya ve tekrar müzik yapmaya karar verdiler.)
  3. A heartfelt conversation can often rekindle a broken relationship. (Samimi bir konuşma, genellikle kırılmış bir ilişkiyi yeniden canlandırabilir.)
  4. The couple’s anniversary trip helped them rekindle their love for each other. (Çiftin yıldönümleri seyahati, birbirlerine olan aşklarını yeniden canlandırmalarına yardımcı oldu.)
  5. Sometimes trying something new can rekindle a lost passion. (Bazen yeni bir şey denemek, kaybolan bir tutkuyu yeniden canlandırmaya yardımcı olabilir.)

(Tüm cümlelerin İngilizce hallerini kalın ve mavi renklerle belirttik.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.