Regard İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Regard İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Regard kelimesi

Regard, “dikkat etmek” veya “saygı göstermek” anlamına gelen bir fiildir.

Örnek cümleler:

1. I regard my parents as my greatest role models. (Ebeveynlerimi en büyük rol modellerim olarak görüyorum.)
2. The teacher regards punctuality as a sign of respect. (Öğretmen zamanında gelmeyi saygının bir göstergesi olarak kabul ediyor.)
3. The company regards customer satisfaction as its top priority. (Şirket müşteri memnuniyetini en önemli önceliği olarak kabul ediyor.)
4. She regards her dog as a member of the family. (Köpeğini ailenin bir üyesi olarak kabul ediyor.)
5. The artist is regarded as a pioneer in his field. (Sanatçı alanında öncü olarak kabul ediliyor.)
6. He regarded her with suspicion. (Ona şüpheyle baktı.)
7. They regard him as a hero. (Onu bir kahraman olarak görüyorlar.)
8. The politician is regarded as a strong leader. (Politikacı güçlü bir lider olarak kabul ediliyor.)
9. The company’s success is regarded as a result of its innovative approach. (Şirketin başarısı yenilikçi yaklaşımının bir sonucu olarak kabul ediliyor.)
10. I regard her as one of my closest friends. (Onu en yakın arkadaşlarımdan biri olarak görüyorum.)
11. He regards himself as a lucky person. (Kendini şanslı bir insan olarak görüyor.)
12. The new policy is regarded as a step in the right direction. (Yeni politika doğru yönde atılmış bir adım olarak kabul ediliyor.)
13. She regards her job as a fulfilling one. (İşini tatmin edici bir iş olarak görüyor.)
14. The author is widely regarded as a literary genius. (Yazar genel olarak edebi bir deha olarak kabul ediliyor.)
15. They regard the project as a success. (Proje başarılı olarak görülüyor.)
16. The old man regarded the young couple with fondness. (Yaşlı adam genç çifte sevgiyle baktı.)
17. The singer is regarded as a national treasure. (Şarkıcı ulusal bir hazne olarak kabul ediliyor.)
18. She regards her parents’ divorce as a turning point in her life. (Ebeveynlerinin boşanmasını hayatındaki bir dönüm noktası olarak görüyor.)
19. The scientist is regarded as a leading expert in his field. (Bilim adamı alanında önde gelen bir uzman olarak kabul ediliyor.)
20. The athlete is regarded as a role model for young people. (Sporcu gençler için bir rol model olarak kabul ediliyor.)

İlgili kelimesi

İlgili, “bağlantılı” veya “ilintili” anlamlarına gelen bir sıfattır.

Örnek cümleler:

1. I’m interested in all things related to technology. (Teknolojiyle ilgili her şeye ilgiliyim.)
2. The company’s profits are closely related to its marketing strategies. (Şirketin karı pazarlama stratejileriyle yakından ilgilidir.)
3. The teacher gave us a lot of homework related to the topic. (Öğretmen bize konuyla ilgili çok sayıda ödev verdi.)
4. The book contains a lot of useful information related to the subject. (Kitap, konuyla ilgili birçok faydalı bilgi içerir.)
5. I’m sorry, I’m not familiar with the details related to that issue. (Üzgünüm, o konuyla ilgili ayrıntıları bilmiyorum.)
6. The speaker discussed various topics related to the theme of the conference. (Konuşmacı konferansın temasıyla ilgili çeşitli konuları tartıştı.)
7. The new law is closely related to the country’s economic situation. (Yeni yasa ülkenin ekonomik durumuyla yakından ilgilidir.)
8. The project manager is responsible for all tasks related to the project. (Proje yöneticisi projeye ilişkin tüm görevlerden sorumludur.)
9. The article explores the cultural significance related to traditional music. (Makale geleneksel müzikle ilgili kültürel önemi araştırıyor.)
10. The company’s policy is related to promoting diversity in the workplace. (Şirketin politikası işyerinde çeşitliliği teşvik etmekle ilgilidir.)
11. The researcher conducted a study related to the effects of social media on mental health. (Araştırmacı, sosyal medyanın zihinsel sağlık üzerindeki etkileriyle ilgili bir çalışma yaptı.)
12. The speaker provided examples related to the challenges faced by small businesses. (Konuşmacı küçük işletmelerin karşılaştığı zorluklarla ilgili örnekler verdi.)
13. The report includes recommendations related to improving customer service. (Rapor, müşteri hizmetlerini iyileştirmekle ilgili öneriler içerir.)
14. The project team discussed issues related to budget and timelines. (Proje ekibi bütçe ve zamanlama ile ilgili konuları tartıştı.)
15. The professor is an expert in fields related to psychology and neuroscience. (Profesör, psikoloji ve nörobilimle ilgili alanlarda uzmandır.)
16. The museum has a collection of artifacts related to ancient civilizations. (Müze, antik medeniyetlerle ilgili eserler koleksiyonuna sahiptir.)
17. The seminar focused on topics related to sustainable development. (Seminere sürdürülebilir kalkınma ile ilgili konular odaklandı.)
18. The website provides information related to travel and tourism. (Web sitesi, seyahat