Reed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reed Nedir?

Reed, sucul bitkiler ailesinde yer alan bir türdür ve sivri, ince yaprakları ile bilinir. Aynı zamanda, bir müzik aletinin de adıdır.

Örnek Cümleler:

1. The reeds in the pond swayed gently in the breeze. (Göldeki kamışlar hafif esintide nazikçe sallandı.)
2. The clarinet is played using a reed. (Klarinet, bir kamış kullanılarak çalınır.)
3. The children loved playing in the reeds by the river. (Çocuklar, nehirdeki kamışlarda oynamayı sevdiler.)
4. The thatched roof was made of woven reeds. (Samanlı çatı örülmüş kamışlardan yapılmıştı.)
5. The musician adjusted the reed on his saxophone before playing. (Müzisyen, çalmadan önce saxofonundaki kamışı ayarladı.)
6. The reed beds provided a habitat for many species of birds. (Kamış yatakları, birçok kuş türü için bir yaşam alanı sağladı.)
7. The wind rustled the reeds, creating a soothing sound. (Rüzgar, kamışları hışıltısı ile çınlattı, huzur verici bir ses yarattı.)
8. The cat hunted for mice in the reeds near the riverbank. (Kedi, nehir kıyısındaki kamışlarda fare avladı.)
9. The reed instrument section of the orchestra added a unique sound to the performance. (Orkestranın kamışlı çalgılar bölümü, performansa eşsiz bir ses katmıştı.)
10. The ancient Egyptians used reeds to make paper. (Eski Mısırlılar, kağıt yapmak için kamış kullanırdı.)
11. The water flowed slowly through the reed bed. (Su, kamış yatağından yavaşça akıyordu.)
12. The windmill was powered by a reed turbine. (Rüzgar gücü ile çalışan değirmen, kamış türbini ile çalıştırıldı.)
13. The reeds grew tall along the riverbank. (Kamışlar, nehir kıyısında uzun boylu büyüdü.)
14. The oboe player soaked his reed in water before playing. (Obua çalan müzisyen, çalmadan önce kamışını suya batırdı.)
15. The dense reed bed provided a hiding place for the animals. (Yoğun kamış yatağı, hayvanlar için bir saklanma yerleri sağladı.)
16. The reed screens provided privacy in the traditional Japanese homes. (Kamış perdeler, geleneksel Japon evlerinde gizlilik sağladı.)
17. The bassoonist had to replace his reed because it had become worn out. (Basun çalan müzisyen, kamışının aşınmış olması nedeniyle değiştirmek zorunda kaldı.)
18. The light shone through the gaps in the reeds. (Işık,

kamışların arasındaki boşluklardan geçti.)
19. The reed plant is known for its ability to absorb pollutants from the water. (Kamış bitkisi, sudan kirleticileri emme yeteneğiyle tanınır.)

  1. The swans made their nests among the reeds by the lake. (Kuğular, göldeki kamışların arasında yuva yaptılar.)

(Türkçe çeviriler sadeleştirilerek yazılmıştır.)

Note: Önemli yerleri vurgulamak için mavi ve kalın yazı etiketi kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.