Red-Brick İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Red-Brick İle İlgili Cümleler
Red-brick, “kırmızı tuğla” anlamına gelen bir sıfat olarak kullanılır. Aşağıda red-brick kelimesinin İngilizce örnek cümleleri ve Türkçe çevirileri yer almaktadır:
- The red-brick building on Main Street is a historic landmark. (Ana Caddede bulunan kırmızı tuğla binası tarihi bir anıt.)
- The university has many red-brick buildings that date back to the 19th century. (Üniversitenin 19. yüzyıla kadar uzanan birçok kırmızı tuğla binası vardır.)
- The neighborhood is filled with charming red-brick houses. (Mahalle şirin kırmızı tuğla evlerle doludur.)
- The red-brick fireplace is the centerpiece of the living room. (Kırmızı tuğla şömine, oturma odasının merkez noktasıdır.)
- The school was housed in a red-brick building that was over a century old. (Okul, yüz yıldan daha eski bir kırmızı tuğla binasında yer almaktaydı.)
- The church was constructed with red-brick walls and a slate roof. (Kilise, kırmızı tuğla duvarlar ve şale çatı ile inşa edilmiştir.)
- The hotel was a red-brick edifice with a grand entrance. (Otel, büyük bir girişi olan kırmızı tuğla bir yapıydı.)
- The red-brick pathway led to a beautiful garden. (Kırmızı tuğla yol, güzel bir bahçeye doğru yönlendiriyordu.)
- The library was housed in a red-brick building that was once a bank. (Kütüphane, bir zamanlar bir banka olan kırmızı tuğla bir binada yer almaktaydı.)
- The theater was a red-brick building with a marquee that lit up at night. (Tiyatro, gece aydınlatılan bir marquee’a sahip kırmızı tuğla bir binaydı.)
- The red-brick fence enclosed the garden, providing privacy and security. (Kırmızı tuğla çit bahçeyi çevreleyerek gizlilik ve güvenlik sağlıyordu.)
- The mansion was a red-brick structure with tall columns and a sweeping staircase. (Konak, yüksek sütunları ve geniş merdiveni olan kırmızı tuğla bir yapıydı.)
- The museum was housed in a beautiful red-brick building with arched windows. (Müze, kemerli pencerelere sahip güzel bir kırmızı tuğla binada yer almaktaydı.)
- The factory was a massive red-brick building that spanned several city blocks. (Fabrika, birkaç şehir bloğunu kaplayan devasa kırmızı tuğla bir binaydı.)
- The courthouse was an impressive red-brick structure with a dome that rose high above the city skyline. (Adliye, şeh
rinin üzerinde yükselen bir kubbe ile etkileyici bir kırmızı tuğla yapıydı.)
16. The apartment complex was a red-brick building with a courtyard in the center. (Apartman kompleksi, merkezinde bir avluya sahip kırmızı tuğla bir binaydı.)
- The bank was housed in a red-brick building with ornate carvings and a clock tower. (Banka, süslü oymaları ve saat kulesi olan kırmızı tuğla bir binada yer almaktaydı.)
- The red-brick archway led to a secluded garden behind the house. (Kırmızı tuğla kemerli giriş, evin arkasındaki tenha bir bahçeye yönlendiriyordu.)
- The red-brick chimney towered above the roof of the cottage. (Kırmızı tuğla baca, kulübenin çatısının üzerinde yükseliyordu.)
- The schoolhouse was a humble red-brick building with a bell tower. (Okul binası, çan kulesi olan mütevazi bir kırmızı tuğla binaydı.)
Hemen Yorum Yaz