Receptive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Receptive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Receptive Nedir?

Receptive kelimesi “duyarlı, alıcı” gibi anlamlara gelir. Bu kelime bir kişinin veya organizmanın dışarıdan gelen uyaranlara tepki verme kabiliyetini ifade eder.

Örnek cümleler:

1. The baby was very receptive to her mother’s touch. (Bebek, annesinin dokunuşuna çok duyarlıydı.)
2. The teacher was very receptive to new teaching methods. (Öğretmen, yeni öğretim yöntemlerine çok alıcıydı.)
3. The company was receptive to feedback from its customers. (Şirket, müşterilerinden gelen geri bildirimlere açıktı.)
4. The athlete was very receptive to coaching. (Sporcu, antrenörlük konusunda çok duyarlıydı.)
5. The audience was very receptive to the comedian’s jokes. (İzleyiciler, komedyenin şakalarına çok alıcıydı.)
6. The dog was very receptive to its owner’s commands. (Köpek, sahibinin komutlarına çok duyarlıydı.)
7. The student was receptive to the teacher’s advice. (Öğrenci, öğretmenin tavsiyelerine açıktı.)
8. The plant was not receptive to the cold weather. (Bitki, soğuk havaya karşı duyarsızdı.)
9. The child was very receptive to the story her mother was reading. (Çocuk, annesinin okuduğu hikayeye çok alıcıydı.)
10. The team was receptive to feedback from their coach. (Takım, antrenörlerinin geri bildirimlerine açıktı.)
11. The patient was not receptive to the medication. (Hasta, ilaca karşı duyarsızdı.)
12. The musician was receptive to feedback from the audience. (Müzisyen, seyircilerin geri bildirimlerine açıktı.)
13. The cat was not receptive to its owner’s attempts at play. (Kedi, sahibinin oyun girişimlerine karşı duyarsızdı.)
14. The company was very receptive to new ideas from its employees. (Şirket, çalışanlarının yeni fikirlerine çok alıcıydı.)
15. The student was not receptive to the teacher’s criticism. (Öğrenci, öğretmenin eleştirilerine karşı duyarsızdı.)
16. The artist was very receptive to inspiration from nature. (Sanatçı, doğadan gelen ilhamlara çok açıktı.)
17. The bird was receptive to the sounds of its own kind. (Kuş, kendi türünden gelen seslere duyarlıydı.)
18. The customer was very receptive to the salesperson’s pitch. (Müşteri, satış elemanının sunumuna çok alıcıydı.)
19. The employee was not receptive to the new company policy. (Çalışan, yeni şirket politikasına karşı duyarsızdı.)
20. The horse was very receptive to its rider’s commands. (At, binicisinin komutlarına çok duyarlıydı.)

Receptive İle İlgili İfadeler

• be receptive to: bir şeye açık olmak, bir şeyi kabul etmeye hazır olmak
• receptive audience: alıcı, dinleyen izleyen kitlesi
• receptive to change: değişime açık
• receptive to criticism: eleştiriye açık
• receptive to feedback: geri bildirime açık
• receptive to ideas: fikirlere açık
• receptive to new experiences: yeni deneyimlere açık
• receptive to suggestions: önerilere açık
• receptive to learning: öğrenmeye açık
• receptive mood: alıcı mod

Örnek cümleler:

1. The CEO was receptive to the employees’ ideas for improving the company.
   (CEO, şirketi geliştirmek için çalışanların fikirlerine açıktı.)
2. The teacher was always receptive to questions from her students.
   (Öğretmen, öğrencilerinin sorularına her zaman açıktı.)
3. The company was not receptive to the union’s demands for higher wages.
   (Şirket, sendikanın daha yüksek ücret taleplerine karşı duyarsızdı.)
4. The team was very receptive to the coach’s instructions for the game.
   (Takım, oyuna ilişkin antrenörün talimatlarına çok alıcıydı.)
5. The artist was receptive to the curator’s suggestions for the exhibit.
   (Sanatçı, sergiye ilişkin küratörün önerilerine açıktı.)
6. The student was not in a receptive mood for studying.
   (Öğrenci, öğrenme konusunda alıcı bir modda değildi.)
7. The audience was very receptive to the speaker’s message about climate change.
   (İzleyiciler, iklim değişikliği hakkındaki konuşmacının mesajına çok alıcıydı.)
8. The company was receptive to the feedback from the focus group about the new product.
   (Şirket, yeni ürünle ilgili odak grubundan gelen geri bildirime açıktı.)
9. The student was receptive to learning new skills in the vocational program.
   (Öğrenci, mesleki programda yeni beceriler öğrenmeye açıktı.)
10. The employee was not receptive to the company’s new policy on work from home.
    (Çalışan, evden çalışma konusundaki yeni şirket politikasına karşı duyarsızdı.)
11. The cat was not very receptive to the new kitten in the house.
    (Kedi, evdeki yeni yavru kediye karşı pek alıcı değildi.)
12. The audience was very receptive to the musician’s performance of the classic piece.
    (İzleyiciler, klasik parçanın müzisyen tarafından çalınmasına çok alıcıydı.)
13. The team was not receptive to the new player’s style of play.
    (Takım, yeni oyuncunun oyun tarzına karşı pek alıcı değildi.)
14. The patient was very receptive to the doctor’s advice for a healthier lifestyle.
    (Hasta, daha sağlıklı bir yaşam tarzına ilişkin doktorun tavsiyelerine çok duyarlıydı.)
15. The company