Receipt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Receipt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Receipt Nedir?

Receipt, bir ürünün veya hizmetin satın alınmasını gösteren belgedir. Satıcı tarafından müşteriye verilir ve genellikle satın alınan ürünlerin adı, fiyatı, miktarı, tarihi ve satıcının adı gibi bilgileri içerir.

Örnek Cümleler:

1. I need a receipt for the laptop I bought yesterday. (Dün satın aldığım dizüstü bilgisayar için bir fişe ihtiyacım var.)
2. The store clerk gave me a receipt after I paid for my groceries. (Market kasiyeri, yiyeceklerimi ödedikten sonra bana bir fiş verdi.)
3. Don’t throw away the receipt in case you need to return the item. (Eşyayı iade etmeniz gerektiğinde fişi atmayın.)
4. The receipt shows that I paid $50 for this shirt. (Fiş, bu gömleği 50 dolara aldığımı gösteriyor.)
5. Please make sure to keep your receipt as proof of purchase. (Satın alma kanıtı olarak fişinizi saklamayı unutmayın.)
6. The receipt was tucked into the bag with my new shoes. (Fiş, yeni ayakkabılarımın torbasına konuldu.)
7. I lost my receipt, so I couldn’t return the item. (Fişimi kaybettim, bu yüzden eşyayı iade edemedim.)
8. The receipt printer is out of paper, so we can’t give you a receipt right now. (Fiş yazıcısının kağıdı bitti, bu yüzden şu anda size fiş veremiyoruz.)
9. Make sure to check the receipt to see if you were charged correctly. (Doğru şekilde ücretlendirilip ücretlendirilmediğinizi görmek için fişi kontrol etmekten emin olun.)
10. The receipt has the store’s return policy printed on the back. (Fişin arka yüzünde mağazanın iade politikası yazılıdır.)
11. The receipt was crumpled up at the bottom of my purse. (Fiş, çantamın en altında buruşmuş haldeydi.)
12. She requested a receipt for the charity donation she made. (Yaptığı bağış için bir fiş istedi.)
13. The receipt for my online purchase was sent to my email address. <

span style=”color:blue; font-weight:bold;”>(Çevrimiçi satın alma fişi e-posta adresime gönderildi.)
14. The cashier asked if I wanted a paper or digital receipt. (Kasiyer, kağıt veya dijital fiş isteyip istemediğimi sordu.)

15. The receipt is proof that I returned the item within the return period. (Fiş, eşyayı iade süresi içinde iade ettiğimin kanıtıdır.)
16. The store requires a receipt for any exchanges or returns. (Mağaza, herhangi bir değişim veya iade için fiş gerektirir.)
17. The receipt shows that I paid in cash, not with a credit card. (Fiş, kredi kartı yerine nakit ödediğimi gösteriyor.)
18. The receipt was printed on thermal paper, which fades over time. (Fiş, zamanla solan termal kağıda basıldı.)
19. The store offers a digital receipt that can be accessed through their mobile app. (Mağaza, mobil uygulamaları aracılığıyla erişilebilen dijital bir fiş sunar.)
20. The receipt was attached to the package with a piece of tape. (Fiş, bir parça bantla pakete eklenmişti.)

Bu örnek cümlelerde, “receipt” kelimesi çeşitli bağlamlarda kullanılmıştır. Satın alınan ürünlerin fiyatlarını gösteren, iade sürelerini belirleyen, ödeme yöntemlerini gösteren ve daha birçok bilgi sağlayan bir belgedir. Fiş, bir işlem için yapılan ödemenin kanıtıdır ve müşteriler için önemli bir belgedir.