Rebound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rebound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rebound Nedir?

Rebound, geri tepme veya sıçrama anlamına gelir. Bir nesnenin darbe alması veya bir yüzeye çarpması sonucu oluşan ters yönlü harekete denir. Özellikle spor alanında sıkça kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. She threw the ball against the wall and it rebounded back to her. (Topu duvara fırlattı ve geri sıçradı.)
2. The basketball player missed the shot, but quickly rebounded for the rebound. (Basketbol oyuncusu atışı kaçırdı ama hızlıca geri teperek ribaundu aldı.)
3. The economy is expected to rebound after the pandemic. (Ekonomi, pandemiden sonra toparlanması bekleniyor.)
4. The team’s morale rebounded after they won the game. (Takımın moral durumu, maçı kazandıktan sonra düzeldi.)
5. He rebounded from his injury and played even better than before. (Sakatlığından toparladı ve daha öncekinden daha iyi oynadı.)
6. The company’s sales rebounded after introducing a new product line. (Şirketin satışları, yeni bir ürün serisi tanıttıktan sonra toparlandı.)
7. The stock market rebounded after the initial crash. (Hisse senedi piyasası, başlangıçtaki çöküşten sonra toparlandı.)
8. The ball rebounded off the goalie’s hands and went into the goal. (Top kalecinin ellerinden geri sıçradı ve gole gitti.)
9. She rebounded from her breakup by focusing on her career. (Ayrılıktan sonra, kariyerine odaklanarak toparlandı.)
10. The company’s reputation rebounded after the scandal. (Skandalın ardından şirketin itibarı toparlandı.)
11. The tennis ball rebounded off the net and landed out of bounds. (Tenis topu fileye çarptı ve dışarıya doğru sıçradı.)
12. The economy is showing signs of rebounding after a period of decline. (Ekonomi, düşüş sürecinden sonra toparlanma işaretleri gösteriyor.)
13. The team rebounded after a tough loss and won the next game. (Zorlu bir yenilgiden sonra takım geri teperek bir sonraki maçı kazandı.)
14. He attempted to rebound the ball, but it went out of bounds. (Topu geri sıçratmaya çalıştı, ancak dışarıya doğru gitti.)
15. The housing market rebounded after a period of stagnation. (Konut piyasası, durgunluk döneminden sonra toparlandı.)
16. She rebounded from her illness and returned to work. (Hastalığından toparlandı ve işine geri döndü.)
17. The company’s profits rebounded after a difficult year. (Zorlu bir yılın ardından şirketin karları toparlandı.)
18. The ball rebounded off the rim of the basket and bounced away. (Top, basketin kenarından geri sıçradı ve u

zaklaştı.)
19. The team’s defense rebounded in the second half of the game and prevented the opponent from scoring. (Takımın savunması maçın ikinci yarısında geri teperek rakibin gol atmasını engelledi.)

20. The company rebounded from bankruptcy and became profitable again. (İflastan sonra şirket toparlandı ve tekrar karlı hale geldi.)