Reap İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reap İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reap (Toplamak, Biçmek)

Reap kelimesi genellikle bir ürün veya sonuç toplamak için kullanılır. Özellikle tarım ve bahçecilik gibi alanlarda sıkça kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I always reap a good harvest in my vegetable garden every year. (Her yıl sebze bahçemde iyi bir hasat elde ederim.)

  2. The farmer was ready to reap his crops after months of hard work. (Çiftçi, zorlu bir çalışmanın ardından ürünlerini biçmek için hazırdı.)

  3. She was able to reap the benefits of her hard work after getting a promotion at work. (İş yerinde terfi aldıktan sonra zorlu çalışmasının faydalarını toplamayı başardı.)

  4. The company is hoping to reap the rewards of its new marketing campaign. (Şirket, yeni pazarlama kampanyasının faydalarını toplamayı umuyor.)

  5. It’s important to sow good seeds in order to reap a good harvest. (İyi bir hasat elde etmek için iyi tohumlar ekmek önemlidir.)

  6. The athlete has worked hard all year to reap the rewards of winning a championship. (Sporcu, şampiyonluk kazanmanın faydalarını toplamak için tüm yıl çalıştı.)

  7. The farmer had to reap his wheat before the rain came. (Çiftçi, yağmur yağmadan önce buğdayını biçmek zorunda kaldı.)

  8. After years of hard work, he was finally able to reap the benefits of his investment. (Zorlu bir çalışmanın ardından, nihayet yatırımının faydalarını toplamayı başardı.)

  9. The actress is now reaping the rewards of her successful career. (Oyuncu, başarılı kariyerinin faydalarını şimdi topluyor.)

  10. The charity hopes to reap a large amount of donations from its annual fundraiser. (Hayır kurumu, yıllık bağış toplama etkinliğinden büyük miktarda bağış toplamayı umuyor.)

  11. After planting the seeds, the farmer had to wait patiently to reap his crop. (Tohumları ekdikten sonra, çiftçi hasatını biçmek için sabırla beklemek zorunda kaldı.)

  12. She always makes sure to reap the rewards of her hard work by taking time for herself. (Kendine zaman ayırarak zorlu çalışmasının faydalarını her zaman toplamayı başarır.)

  13. The business was able to reap huge profits from its new product line. (Şirket, yeni ürün serisinden büyük karlar elde etmeyi başardı.)

  14. The athlete was able to reap the benefits of his training by breaking a world record. (Sporcu,

dünya rekorunu kırarak antrenmanının faydalarını toplamayı başardı.)

  1. It’s important to reap the benefits of a healthy lifestyle by eating well and exercising regularly. (Sağlıklı bir yaşam tarzının faydalarını iyi beslenerek ve düzenli egzersiz yaparak toplamak önemlidir.)

  2. The company was able to reap the benefits of its new technology by increasing productivity and efficiency. (Şirket, verimliliği ve verimliliği artırarak yeni teknolojisinin faydalarını toplamayı başardı.)

  3. The farmer had to reap his hay before it was too late. (Çiftçi, çok geç olmadan önce samanını biçmek zorunda kaldı.)

  4. After years of studying, she was finally able to reap the rewards of her education by getting a high-paying job. (Çok yıl çalışarak, sonunda eğitiminin faydalarını yüksek maaşlı bir işe girerek toplayabildi.)

  5. The musician was able to reap the benefits of his hard work by selling out concerts and earning a devoted fan base. (Müzisyen, konserleri tükenerek ve bağlı bir hayran kitlesi kazanarak zorlu çalışmasının faydalarını toplamayı başardı.)

  6. The company is hoping to reap the benefits of its new sustainability initiatives by reducing its environmental impact and increasing its social responsibility. (Şirket, çevresel etkisini azaltarak ve sosyal sorumluluğunu artırarak yeni sürdürülebilirlik girişimlerinin faydalarını toplamayı umuyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.