Raw İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Raw İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Raw

Raw, ham veya işlenmemiş anlamlarına gelir. Bu kelime birçok alanda kullanılabilir, örneğin gıda, materyal veya veri gibi. İşte raw kelimesinin örnek cümlelerle kullanımı:

  1. I love raw vegetables with my salad. (Salatamla birlikte çiğ sebzeleri severim.)
  2. The raw materials for this project are quite expensive. (Bu projenin ham maddeleri oldukça pahalı.)
  3. Raw honey is said to have many health benefits. (Çiğ balın birçok sağlık faydası olduğu söylenir.)
  4. The raw emotion in her voice was palpable. (Sesindeki ham duygu hissedilebilirdi.)
  5. The data has been collected in raw format. (Veri ham formatında toplanmıştır.)
  6. Raw sewage was flowing into the river. (Ham kanalizasyon nehrin içine akıyordu.)
  7. The raw power of the storm was incredible. (Fırtınanın ham gücü inanılmazdı.)
  8. Raw footage from the scene was shown on the news. (Olay yerinden çekilen ham görüntüler haberde gösterildi.)
  9. The fabric was made from raw silk. (Kumaş çiğ ipekten yapılmıştı.)
  10. I prefer raw sugar to refined sugar. (Şekerde rafine şeker yerine çiğ şekeri tercih ederim.)
  11. The raw talent of the young artist was impressive. (Genç sanatçının ham yeteneği etkileyiciydi.)
  12. Raw milk is not pasteurized. (Çiğ süt pastörize edilmemiştir.)
  13. The raw edges of the fabric were left unfinished. (Kumaşın ham kenarları bitirilmemişti.)
  14. The team analyzed the raw data to find patterns. (Ekip desenler bulmak için ham verileri analiz etti.)
  15. The raw emotion in the movie was overwhelming. (Filmdeki ham duygu eziciydi.)
  16. The raw truth of the matter was difficult to accept. (Durumun ham gerçeği kabul etmesi zordu.)
  17. The sushi restaurant serves raw fish. (Sushi restoranı çiğ balık servis eder.)
  18. The raw power of the engine was impressive. (Motorun ham gücü etkileyiciydi.)

style=”color:blue”>The raw emotion of the music moved me to tears. (Müziğin ham duygusu beni gözyaşlarına boğdu.)
20. The athlete had to eat raw eggs as part of his training regimen. (Sporcu antrenman programının bir parçası olarak çiğ yumurta yemek zorunda kaldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.