Raving İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Raving İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Raving İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Raving: Aşırı derecede heyecanlı veya coşkulu davranma durumu.

• Example 1:

  John was raving about the new restaurant he tried last night. (John dün gece denediği yeni restoran hakkında coşkulu bir şekilde konuşuyordu.)

• Example 2:

  Sarah started raving after seeing her favorite band perform live. (Sarah, favori grubunu canlı izledikten sonra coştu.)

• Example 3:

  The crowd was raving during the concert. (Kalabalık konser sırasında coşkulu davranıyordu.)

• Example 4:

  He was raving about how great the movie was. (Film ne kadar harika olduğunu söyleyerek coştu.)

• Example 5:

  The fans were raving after their team won the championship. (Takımları şampiyon olduktan sonra taraftarlar coştu.)

• Example 6:

  She couldn’t stop raving about the delicious food at the restaurant. (Restorandaki lezzetli yemekler hakkında konuşmaktan vazgeçemiyordu.)

• Example 7:

  The critic was raving about the new play. (Eleştirmen yeni oyun hakkında övgüler yağdırdı.)

• Example 8:

  Everyone was raving about the beautiful sunset. (Herkese güzel gün batımı hakkında konuşuyorlardı.)

• Example 9:

  The children were raving about the amusement park. (Çocuklar eğlence parkı hakkında coşkulu bir şekilde konuşuyorlardı.)

• Example 10:

  The guests were raving about the wedding. (Misafirler düğün hakkında övgüler yağdırıyorlardı.)

• Example 11:

  The movie star’s fans were raving outside the theater. (Film yıldızının hayranları tiyatro dışında coşkulu bir şekilde bekliyorlardı.)

• Example 12:

  The restaurant received raving reviews from food critics. (Restoran, yemek eleştirmenlerinden övgüler aldı.)

• <

  p style=”color:purple”>Example 13:

  The fashion designer’s new collection received raving feedback from the industry. (Moda tasarımcısının yeni koleksiyonu endüstriden coşkulu geri dönüşler aldı.)

• Example 14:

  The crowd was raving after the singer’s amazing performance. (Şarkıcının harika performansı sonrasında kalabalık coştu.)

• Example 15:

  The fans were raving about the athlete’s incredible achievement. (Sporcunun inanılmaz başarısı hakkında taraftarlar coşkulu bir şekilde konuşuyorlardı.)

• Example 16:

  The art exhibit received raving reviews from visitors. (Sanat sergisi ziyaretçilerden övgüler aldı.)

• Example 17:

  The party was raving all night long. (Parti tüm gece boyunca coşkuyla devam etti.)

• Example 18:

  The book received raving reviews from readers. (Kitap okuyuculardan övgüler aldı.)

• Example 19:

  The video game was raving among teenagers. (Video oyunu gençler arasında çok popülerdi.)

• Example 20:

  The play’s raving success led to additional performances. (Oyunun coşkulu başarısı ek performansların yapılmasına yol açtı.)