Rapturous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rapturous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rapturous İle İlgili Cümleler

Rapturous kelimesinin Türkçe anlamı “coşkulu, hayran, mutlu ve heyecanlı” gibi anlamlara gelmektedir. İşte rapturous kelimesinin örnek cümlelerle kullanımı:

1. Herkes oyuncunun rapturous performansından etkilendi. (Everyone was impressed by the actor’s rapturous performance.)
2. İzleyicilerin rapturous alkışları, müzikalin finalindeki duygusal şarkıya eşlik etti. (The audience’s rapturous applause accompanied the emotional song in the finale of the musical.)
3. Yeni doğan bebeğin ailesi, onun rapturous bir şekilde güldüğünü gördüğünde sevindi. (The family of the newborn was delighted when they saw him laughing rapturously.)
4. Sevgilisiyle kucaklaşırken rapturous bir mutluluk hissetti. (She felt a rapturous happiness as she hugged her lover.)
5. Sanat galerisindeki sergi, ziyaretçilerin rapturous tepkisini aldı. (The exhibition in the art gallery received rapturous reactions from visitors.)
6. İlk kez deniz canlılarını gördüğünde rapturous bir hayranlıkla izledi. (She watched the sea creatures with rapturous admiration for the first time.)
7. Başarılı bir sunum yaptıktan sonra, topluluk ona rapturous bir şekilde tezahürat etti. (After giving a successful presentation, the crowd cheered for him rapturously.)
8. Büyük bir sürprizle karşılaştığında, arkadaşları rapturous bir şekilde bağırdılar. (When they encountered a big surprise, their friends screamed rapturously.)
9. Konserdeki sanatçının sesi, izleyicilerde rapturous bir his uyandırdı. (The singer’s voice at the concert evoked a rapturous feeling in the audience.)
10. Baharın gelişi, doğanın yeniden canlanmasına neden oldu ve insanlar rapturous bir şekilde bu değişikliği kutladı. (The arrival of spring brought nature back to life, and people celebrated this change rapturously.)
11. Yeni film, eleştirmenlerin rapturous övgüleriyle karşılandı. (The new movie was greeted with rapturous praise by critics.)
12. Kitabı bitirdiğinde, okuyucu rapturous bir şekilde kahramanın başarısına sevindi. (When she finished the book, the reader rejoiced at the hero’s success rapturously.)
13. İlk kez deniz kenarında yürüdüğünde, kumun hissi onda rapturous bir etki yarattı. (When he walked by the seaside for the first time, the feeling of sand created a rapturous effect on him.)
14. Sevdiği kişiyle birlikte olmanın mutluluğu, onu rapturous bir şekilde sarhoş etti. (The happiness of being with the loved one intoxicated her rapturously.)
15. Yeni ö

15. Yeni öğrendiği bilginin doğruluğunu onayladığında, öğrenci rapturous bir şekilde sevindi. (When the student confirmed the accuracy of the new knowledge they had learned, they rejoiced rapturously.)
16. Sanat müzesindeki resimler, ziyaretçilerin rapturous hayranlık duygularını uyandırdı. (The paintings in the art museum evoked rapturous admiration in the visitors.)
17. Arkadaşlarının ona verdiği sürpriz parti, doğum günü kutlaması için rapturous bir şekilde düzenlenmişti. (The surprise party that her friends threw for her was rapturously arranged for her birthday celebration.)
18. Sürat teknesindeki yolculuk, heyecanlı bir macera oldu ve turistler rapturous bir şekilde deneyimledi. (The speedboat ride became an exciting adventure, and tourists experienced it rapturously.)
19. Yeni çıkan teknoloji, kullanıcıların rapturous bir şekilde ilgisini çekti ve büyük bir popülerlik kazandı. (The new technology captured the users’ attention rapturously and gained massive popularity.)
20. Düğün töreninde, çiftin romantik dansı izleyicilerin rapturous alkışlarıyla eşlik etti. (At the wedding ceremony, the couple’s romantic dance was accompanied by the audience’s rapturous applause.)