Quixotic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quixotic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quixotic Nedir?

Quixotic, gerçekçi olmayan, hayalperest ve romantik bir şekilde davranan anlamına gelir. Bu kelime, İspanyol yazar Miguel de Cervantes’in ünlü romanı Don Quijote’nin baş karakteri Don Quijote de la Mancha’dan gelir. Don Quijote, kendini şövalye olarak görür ve hayalindeki maceraları gerçekleştirmeye çalışır.

Örnek Cümleler:

1. It is quixotic to think that you can change the world overnight. (Dünyayı bir gecede değiştirebileceğini düşünmek hayalperestliktir.)
2. Her quixotic ideas about love often lead to disappointment. (Aşkla ilgili hayalperest fikirleri genellikle hayal kırıklığına neden olur.)
3. He has a quixotic belief in the power of positive thinking. (Pozitif düşünmenin gücüne olan hayalperest inancı var.)
4. It was a quixotic attempt to rescue the hostages on his own. (Rehineleri tek başına kurtarma girişimi hayalperestçeydi.)
5. She had quixotic notions about becoming a famous actress overnight. (Bir gecede ünlü bir aktris olma hayalperest fikirlerinin arasındaydı.)
6. His quixotic behavior caused him to lose many friends. (Hayalperest davranışları birçok arkadaşını kaybetmesine neden oldu.)
7. It’s quixotic to believe that you can solve all the world’s problems by yourself. (Dünyadaki tüm sorunları tek başına çözebileceğine inanmak hayalperestliktir.)
8. Her quixotic pursuit of perfection left her feeling unfulfilled. (Mükemmeliyeti arama hayalperestliği, onu tatminsiz bıraktı.)
9. He has quixotic dreams of sailing around the world. (Dünya çapında yelken açma hayalperest rüyaları var.)
10. It’s quixotic to expect everyone to agree with you all the time. (Her zaman sizinle aynı fikirde olmalarını beklemek hayalperestliktir.)
11. Her quixotic belief that love can conquer all was shattered when her relationship ended. (Aşkın her şeyi yenebileceği hayalperest inancı, ilişkisi sona erdiğinde paramparça oldu.)
12. His quixotic plan to build a house out of recycled materials was met with skepticism. (Geridönüşümlü malzemelerden bir ev inşa etme hayalperest planı, şüpheyle karşılandı.)
13. It’s quixotic to think that you can achieve success without putting in any effort. (Herhangi bir çaba göstermeden başarı elde edebileceğine inanmak hayalperestliktir.)
14. Her quixotic ideas about saving the environment were met with enthusiasm by her peers. (Çevreyi koruma ile ilgili hayalperest fikirleri

arkadaşları tarafından coşkuyla karşılandı.)
15. It’s quixotic to believe that you can always be in control of everything in your life. (Hayatınızdaki her şeyi her zaman kontrol edebileceğinize inanmak hayalperestliktir.)

16. His quixotic personality made him stand out from the crowd. (Hayalperest kişiliği, kalabalıktan sıyrılmasını sağladı.)
17. It’s quixotic to think that money can solve all your problems. (Sorunlarınızın hepsini para ile çözebileceğinize inanmak hayalperestliktir.)
18. Her quixotic view of the world was influenced by her love of fairy tales. (Dünya görüşüne masallara olan aşkı etki etti.)
19. It’s quixotic to try to please everyone all the time. (Her zaman herkesi memnun etmeye çalışmak hayalperestliktir.)
20. His quixotic ideas about creating world peace were seen as naive by many people. (Dünya barışı yaratma ile ilgili hayalperest fikirleri, birçok insan tarafından safça görüldü.)