Quintessentially İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quintessentially İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quintessentially Nedir?

Quintessentially, İngilizce dilinde sıklıkla kullanılan bir sıfattır ve “en önemli, en belirgin ve karakteristik” anlamına gelir. Genellikle, bir şeyin diğerlerinden farklı, özgün ve temel özelliğini ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. Quintessentially British, afternoon tea is a must-try experience when visiting London. (İngiltere’ye ziyaret ederken mutlaka denemeniz gereken bir deneyim olan akşam çayı, tipik İngiliz özelliklerinden biridir.)
  2. Her style is quintessentially French, with a touch of elegance and sophistication. (Her stili, bir dokunuşluk zarafet ve sofistikasyonla birlikte tipik Fransız tarzındadır.)
  3. The city’s skyline is quintessentially New York, with towering skyscrapers and iconic landmarks. (Şehrin silueti, yükselen gökdelenler ve ikonik anıtlarla tipik New York’tur.)
  4. The film’s soundtrack is quintessentially 80s, with synth-pop beats and nostalgic lyrics. (Film müziği, sentez pop ritimleri ve nostaljik sözlerle tipik 80’lerdir.)
  5. The dish’s flavor is quintessentially Thai, with a perfect balance of sweet, spicy, and sour. (Yemeğin tadı, tatlı, baharatlı ve ekşi arasında mükemmel bir dengeyle tipik Tayland’dır.)
  6. The building’s architecture is quintessentially Art Deco, with geometric shapes and bold colors. (Bina mimarisi, geometrik şekiller ve cesur renklerle tipik Art Deco’dur.)
  7. The designer’s collection is quintessentially minimalist, with clean lines and simple silhouettes. (Tasarımcının koleksiyonu, temiz çizgiler ve basit silüetlerle tipik minimalisttir.)
  8. The car’s design is quintessentially Italian, with sleek curves and sporty features. (Arabanın tasarımı, pürüzsüz eğriler ve spor özelliklerle tipik İtalyan’dır.)
  9. The artist’s style is quintessentially abstract, with bold brushstrokes and vibrant colors. (Sanatçının tarzı, cesur fırça darbeleri ve canlı renklerle tipik soyut sanattır.)
  10. The city’s atmosphere is quintessentially luxurious, with plush furnishings and elegant finishes. (Otelin dekorasyonu, lüks pelüş mobilyalar ve zarif bitişlerle tipik bir lüks yapıdadır.)

    1. The book’s theme is quintessentially romantic, with a sweeping love story and dramatic plot twists. (Kitabın teması, büyüleyici bir aşk hikayesi ve dramatik bir hikaye gelişimiyle tipik bir romantizmdir.)
    2. The restaurant’s menu is quintessentially fusion, with a mix of Asian and Latin American flavors. (Restoranın menüsü, Asya ve Latin Amerika lezzetlerinin karışımıyla tipik bir füzyondur.)
    3. The city’s transportation system is quintessentially efficient, with a network of buses, trains, and subways. (Şehrin ulaşım sistemi, otobüsler, trenler ve metro ağıyla tipik bir verimliliktedir.)
    4. The wine’s aroma is quintessentially fruity, with notes of blackberry and raspberry. (Şarabın aroması, böğürtlen ve ahududu notalarıyla tipik bir meyvemsi tat verir.)
    5. The city’s skyline is quintessentially modern, with sleek skyscrapers and futuristic designs. (Şehrin silueti, pürüzsüz gökdelenler ve gelecekçi tasarımlarla tipik modern bir yapıdadır.)
    6. The brand’s identity is quintessentially American, with a focus on individualism and innovation. (Markanın kimliği, bireysellik ve yenilik üzerine odaklanarak tipik bir Amerikan yapıdadır.)
    7. The music’s rhythm is quintessentially Latin, with lively beats and infectious melodies. (Müziğin ritmi, canlı ritimler ve bulaşıcı melodilerle tipik Latin bir yapısı vardır.)
    8. The city’s weather is quintessentially Mediterranean, with hot summers and mild winters. (Şehrin havası, sıcak yazlar ve ılıman kışlarla tipik Akdeniz iklimidir.)
    9. The painting’s style is quintessentially Impressionist, with loose brushstrokes and a focus on light and color. (Tablonun tarzı, gevşek fırça darbeleri ve ışık

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.