Quicksand İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quicksand İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quicksand Nedir?

Quicksand, su ve kum karışımından oluşan, sıvılaşabilen bir tür zemin yapısıdır.

Örnek Cümleler:

1. Quicksand can be extremely dangerous if you don’t know how to get out of it. (Quicksand, nasıl çıkılacağını bilmediğiniz takdirde son derece tehlikeli olabilir.)
2. The protagonist of the story found himself sinking in quicksand. (Hikayenin kahramanı kendisini quicksand‘de batarken buldu.)
3. She was terrified when she felt her feet sinking into the quicksand. (Ayaklarının quicksand‘e batmaya başladığını hissettiğinde dehşete kapıldı.)
4. The rescuers managed to pull the drowning man out of the quicksand. (Kurtarıcılar boğulan adamı quicksand‘den çıkarmayı başardılar.)
5. The tourist was warned to stay away from the area where the quicksand was present. (Turist, quicksand‘in bulunduğu bölgeden uzak durması konusunda uyarıldı.)
6. The horse was struggling to get out of the quicksand. (At, quicksand‘den çıkmak için mücadele ediyordu.)
7. The hiker was lucky to have only sunk waist-deep in the quicksand. (Yürüyüşçü, sadece beline kadar quicksand‘e battığı için şanslıydı.)
8. The hiker was relieved when he finally managed to get out of the quicksand. (Yürüyüşçü, nihayetinde quicksand‘den çıkabildiği için rahatlamıştı.)
9. The signs warned people of the presence of quicksand in the area. (Levhalarda bölgede quicksand olduğu konusunda insanlar uyarılmıştı.)
10. The mud looked harmless, but it turned out to be quicksand. (Çamur zararsız görünüyordu, ama quicksand olduğu ortaya çıktı.)
11. The boy thought it would be fun to jump into the quicksand, but his friends stopped him just in time. (Çocuk,

quicksand‘e atlamak eğlenceli olacağını düşündü, ama arkadaşları zamanında onu durdurdu.)
12. The movie scene was intense as the character struggled to get out of the quicksand. (Film sahnesi, karakterin quicksand‘den çıkmak için mücadele ettiği için yoğundu.)

  1. The boy was fascinated by the strange texture of the quicksand. (Çocuk, quicksand‘in tuhaf dokusundan etkilenmişti.)
  2. The rescue team was equipped with special gear to safely extract people from quicksand. (Kurtarma ekibi, insanları quicksand‘den güvenli bir şekilde çıkarmak için özel ekipmanlarla donatılmıştı.)
  3. The scientist studied the properties of quicksand to better understand its behavior. (Bilim adamı, quicksand‘in özelliklerini inceleyerek davranışını daha iyi anlamayı amaçladı.)
  4. The hiker knew better than to try to cross the quicksand. (Yürüyüşçü, quicksand‘i geçmeye çalışmaktan daha iyi bildi.)
  5. The locals had stories about people getting swallowed up by the quicksand and never being seen again. (Yerliler, quicksand tarafından yutulan ve bir daha görülmeyen insanlarla ilgili hikayeler anlatırdı.)
  6. The quicksand acted like a trap for unsuspecting animals. (Sürprizle karşılaşan hayvanlar için quicksand, bir tuzak gibi davrandı.)
  7. The authorities closed the area after a tragedy involving a quicksand accident. (Yetkililer, bir quicksand kazasıyla ilgili bir trajedi yaşandıktan sonra bölgeyi kapattı.)
  8. The guide warned the tourists to avoid areas where quicksand might be present. (Rehber, quicksand olabilecek bölgelerden kaçınmaları konusunda turistleri uyardı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.