Queenly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Queenly
Queenly kelimesi, “kraliçeye benzer şekilde hareket eden veya görünen, kraliçeye yakışır bir biçimde hareket eden veya görünen” anlamına gelir.
- She walked into the room with a queenly grace. (O, kraliçe gibi zarif bir şekilde odanın içine girdi.)
- The queenly figure on the stage left the audience mesmerized. (Sahnedeki kraliçe figürü izleyicileri büyüledi.)
- She had a queenly bearing and an air of sophistication. (O, kraliçeye yakışır bir duruşa ve sofistike bir havaya sahipti.)
- The actress played the queen with a queenly demeanor. (Oyuncu, kraliçeye yakışır bir tavırla kraliçeyi canlandırdı.)
- The queenly voice of the opera singer filled the concert hall. (Opera şarkıcısının kraliçeye yakışır sesi konser salonunu doldurdu.)
- She carried herself with a queenly poise and elegance. (O, kendini kraliçeye yakışır bir duruş ve zarafetle taşıdı.)
- The queenly beauty of the palace took my breath away. (Sarayın kraliçeye yakışır güzelliği nefesimi kesti.)
- She spoke with a queenly authority and confidence. (O, kraliçeye yakışır bir otorite ve güvenle konuştu.)
- The queenly manner in which she received guests impressed everyone. (Misafirleri kabul etme şekliyle herkesi etkileyen bir kraliçe gibi davrandı.)
- She wore a queenly gown for the royal ball. (Kraliyet balosu için kraliçeye yakışır bir elbise giydi.)
- Her queenly presence commanded attention wherever she went. (Nereye giderse gitsin, kraliçeye yakışır varlığı dikkatleri üzerine çekiyordu.)
- The queenly procession made its way through the crowded streets. (Kraliçe geçidi, kalabalık sokaklardan geçti.)
- She had a queenly aura that made people want to be around her. (İnsanların yanında olmak istediği bir kraliçeye yakışır bir aura sahipti.)
- The queenly manners of the staff added to the luxurious feel of the hotel. (Personelin kraliçeye yakışır tavırları, otelin lüks hissine katkıda bulundu.)
- She looked every inch a queen with her queenly attire and regal bearing. (Kraliçeye yakışır giyim ve asil duruşuyla tam bir kraliçe gibi görünüyordu.)
- The queenly decor of the room gave it a royal touch. (Odanın kraliçeye yakışır dekoru, ona kraliyet dokunuşu kattı.)
- She had a queenly calmness about her even in the midst of chaos. (Kaotik bir ortamda bile kraliçeye yakışır bir sakin
- The queenly carriage rolled down the street, accompanied by a procession of guards. (Kraliçe arabası, koruma alayı eşliğinde caddeye indi.)
- She received a queenly welcome from the locals when she visited the town. (Kraliçe kasabayı ziyaret ettiğinde yerliler tarafından kraliçeye yakışır bir karşılama yapıldı.)
- Her queenly reputation preceded her wherever she went. (Nereye giderse gitsin, kraliçeye yakışır ünü ondan önce geliyordu.)
(Türkçe çeviriler mavi değil, normal yazılmıştır.)
Hemen Yorum Yaz