Queenly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Queenly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Queenly

Queenly kelimesi, “kraliçeye benzer şekilde hareket eden veya görünen, kraliçeye yakışır bir biçimde hareket eden veya görünen” anlamına gelir.

  1. She walked into the room with a queenly grace. (O, kraliçe gibi zarif bir şekilde odanın içine girdi.)
  2. The queenly figure on the stage left the audience mesmerized. (Sahnedeki kraliçe figürü izleyicileri büyüledi.)
  3. She had a queenly bearing and an air of sophistication. (O, kraliçeye yakışır bir duruşa ve sofistike bir havaya sahipti.)
  4. The actress played the queen with a queenly demeanor. (Oyuncu, kraliçeye yakışır bir tavırla kraliçeyi canlandırdı.)
  5. The queenly voice of the opera singer filled the concert hall. (Opera şarkıcısının kraliçeye yakışır sesi konser salonunu doldurdu.)
  6. She carried herself with a queenly poise and elegance. (O, kendini kraliçeye yakışır bir duruş ve zarafetle taşıdı.)
  7. The queenly beauty of the palace took my breath away. (Sarayın kraliçeye yakışır güzelliği nefesimi kesti.)
  8. She spoke with a queenly authority and confidence. (O, kraliçeye yakışır bir otorite ve güvenle konuştu.)
  9. The queenly manner in which she received guests impressed everyone. (Misafirleri kabul etme şekliyle herkesi etkileyen bir kraliçe gibi davrandı.)
  10. She wore a queenly gown for the royal ball. (Kraliyet balosu için kraliçeye yakışır bir elbise giydi.)
  11. Her queenly presence commanded attention wherever she went. (Nereye giderse gitsin, kraliçeye yakışır varlığı dikkatleri üzerine çekiyordu.)
  12. The queenly procession made its way through the crowded streets. (Kraliçe geçidi, kalabalık sokaklardan geçti.)
  13. She had a queenly aura that made people want to be around her. (İnsanların yanında olmak istediği bir kraliçeye yakışır bir aura sahipti.)
  14. The queenly manners of the staff added to the luxurious feel of the hotel. (Personelin kraliçeye yakışır tavırları, otelin lüks hissine katkıda bulundu.)
  15. She looked every inch a queen with her queenly attire and regal bearing. (Kraliçeye yakışır giyim ve asil duruşuyla tam bir kraliçe gibi görünüyordu.)
  16. The queenly decor of the room gave it a royal touch. (Odanın kraliçeye yakışır dekoru, ona kraliyet dokunuşu kattı.)
  17. She had a queenly calmness about her even in the midst of chaos. (Kaotik bir ortamda bile kraliçeye yakışır bir sakin
  1. The queenly carriage rolled down the street, accompanied by a procession of guards. (Kraliçe arabası, koruma alayı eşliğinde caddeye indi.)
  2. She received a queenly welcome from the locals when she visited the town. (Kraliçe kasabayı ziyaret ettiğinde yerliler tarafından kraliçeye yakışır bir karşılama yapıldı.)
  3. Her queenly reputation preceded her wherever she went. (Nereye giderse gitsin, kraliçeye yakışır ünü ondan önce geliyordu.)

(Türkçe çeviriler mavi değil, normal yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.