Quay İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quay İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quay Nedir?

Quay, gemi ya da tekne gibi su taşıtlarının yanaşması, yüklenmesi ve boşaltılması için yapılan rıhtım ya da iskele anlamına gelmektedir.

Örnek Cümleler:

1. We docked at the quay to unload our cargo. (Kargomuzu boşaltmak için rıhtıma yanaştık.)
2. The quay was busy with ships and fishermen. (Rıhtım, gemiler ve balıkçılarla doluydu.)
3. The tourists walked along the quay, admiring the view. (Turistler manzarayı hayranlıkla izleyerek rıhtım boyunca yürüdüler.)
4. The quay is the main port for this town. (Bu şehrin ana limanı rıhtımdır.)
5. The ship was tied up at the quay all night. (Gemiler tüm gece boyunca rıhtıma bağlı kalmıştı.)
6. The quay was destroyed by the storm. (Fırtına rıhtımı yok etti.)
7. The fisherman’s boat was moored at the quay. (Balıkçının teknesi rıhtıma demirliydi.)
8. The quay was made of concrete and steel. (Rıhtım beton ve çelikten yapılmıştı.)
9. The cargo ship pulled into the quay at dawn. (Yük gemisi şafakta rıhtıma yanaştı.)
10. The quay was lined with shops and restaurants. (Rıhtım, mağazalar ve restoranlarla çevrilmişti.)
11. The ferry departed from the quay at regular intervals. (Feribot düzenli aralıklarla rıhtımdan ayrılıyordu.)
12. The quay was bustling with activity during the summer season. (Rıhtım yaz sezonunda hareketliydi.)
13. The yacht was tied up at the private quay of the villa. (Yat, villanın özel rıhtımına bağlanmıştı.)
14. The quay was lit up by the lamps along its length. (Rıhtım boyunca yerleştirilen lambalarla aydınlatılmıştı.)
15. The cruise ship docked at the quay for a day trip. (Kruvaziyer gemisi bir günlük gezisi için rıhtıma yanaştı.)
16. The quay was crowded with people waiting for the ferry. (Rıhtım, feribotu bekleyen insanlarla kalabalıktı.)
17. The fishing boats were tied up at the quay, ready to go out to sea. (Balıkçı tekneleri denize açılmak için hazır halde rıhtıma bağlıydı.)
18. The quay was damaged by the earthquake and had to be repaired. (Rıhtım depremde hasar gördü ve onarılması gerekti.)
19. The cruise ship departed from the quay at sunset. (Kruvaziyer gemisi güneş batarken rıhtımdan ayrıldı.)
20. The quay was silent and deserted in the early morning

21. The ferry pulled up to the quay and passengers began to disembark. (Feribot rıhtıma yanaştı ve yolcular indirmeye başladılar.)
22. The quay was a popular spot for locals and tourists to gather and watch the sunset. (Rıhtım yerli halkın ve turistlerin güneşin batışını izlemek için toplandıkları popüler bir noktaydı.)
23. The cargo was loaded onto the truck from the quay. (Yük rıhtımdan kamyonlara yüklendi.)
24. The old wooden quay had to be replaced with a new one. (Eski ahşap rıhtım yenisiyle değiştirilmek zorunda kaldı.)
25. The quay was built to accommodate larger ships that couldn’t dock at the old pier. (Rıhtım, eski iskeleye yanaşamayan daha büyük gemileri ağırlamak için inşa edildi.)
26. The quay was the starting point for the annual boat race. (Rıhtım yıllık tekne yarışının başlangıç noktasıydı.)
27. The fishermen returned to the quay with a big catch. (Balıkçılar büyük bir avla rıhtıma geri döndüler.)
28. The quay was bustling with activity as the festival preparations began. (Festival hazırlıkları başlarken rıhtım hareketliydi.)
29. The ferry sounded its horn as it pulled away from the quay. (Feribot rıhtımdan ayrılırken kornasını çaldı.)
30. The quay was the perfect place to take a leisurely stroll by the water. (Rıhtım su kenarında yavaş bir yürüyüş yapmak için mükemmel bir yerdi.)