Put A Foot Wrong İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Put A Foot Wrong İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Put A Foot Wrong Nedir?

Put a foot wrong deyimi, birisi hatalı bir şey yaptığında veya bir işte başarısız olduğunda kullanılır. Türkçe’de “yanlış bir adım atmak” veya “hata yapmak” anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She’s been performing well at work and hasn’t put a foot wrong yet. (O iş yerinde iyi bir performans sergiliyor ve henüz yanlış bir adım atmadı.)
2. I’m afraid I put my foot wrong when I made that comment. (Korkarım o yorumu yaptığımda yanlış bir adım attım.)
3. He can’t afford to put a foot wrong if he wants to win the competition. (Yarışmayı kazanmak istiyorsa yanlış bir adım atamaz.)
4. She has been so careful not to put a foot wrong in her new job. (Yeni işinde yanlış bir adım atmamak için çok dikkatli oldu.)
5. The politician didn’t want to put a foot wrong during the debate. (Politikacı tartışma sırasında yanlış bir adım atmak istemedi.)
6. The team cannot afford to put a foot wrong in this crucial game. (Takım bu önemli oyunda yanlış bir adım atamaz.)
7. He’s been walking on eggshells since he put a foot wrong with his boss. (Patronuna yanlış bir adım attığından beri çiviyer gibi yürüyor.)
8. I don’t want to put a foot wrong on my first day at work. (İlk iş günümde yanlış bir adım atmak istemiyorum.)
9. You have to be careful not to put a foot wrong in a job interview. (İş görüşmesinde yanlış bir adım atmadan dikkatli olmalısın.)
10. The athlete can’t afford to put a foot wrong if he wants to break the world record. (Dünya rekorunu kırmak istiyorsa sporcu yanlış bir adım atamaz.)
11. She knew she had put a foot wrong as soon as she said it. (Söylediği şeyi söylediği anda yanlış bir adım attığını biliyordu.)
12. The teacher doesn’t allow any student to put a foot wrong during class. (Öğretmen sınıfta herhangi bir öğrencinin yanlış bir adım atmasına izin vermez.)
13. The company can’t afford to put a foot wrong with their new product launch. (Yeni ürün lansmanında yanlış bir adım atamazlar.)
14. She was so nervous not to put a foot wrong during her driving test. (Sürüş testinde yanlış bir adım atmamak için çok gergindi.)
15. The singer never puts a foot wrong during her performances. (Sanatçı performanslarında asla yanlış bir adım atmaz.)
16. The employee was fired after he put a foot wrong with a client. (Çalışan, müşteriyle yanlış bir adım attıktan sonra işten çıkarıldı.)
17. The politician is trying

to be careful not to put a foot wrong during the election campaign. (Politikacı seçim kampanyası sırasında yanlış bir adım atmamaya dikkat ediyor.)
18. The football team can’t afford to put a foot wrong if they want to win the championship. (Şampiyonluğu kazanmak istiyorlarsa futbol takımı yanlış bir adım atamaz.)

19. The company’s reputation is at stake, so they can’t afford to put a foot wrong with this decision. (Şirketin itibarı tehlikede olduğundan bu kararda yanlış bir adım atamazlar.)
20. She was worried about putting a foot wrong during the presentation, but it went smoothly. (Sunum sırasında yanlış bir adım atma konusunda endişeliydi, ama her şey yolunda gitti.)

(Türkçe anlamlar parantez içinde verilmiştir.)