Pursue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pursue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pursue İle İlgili Cümleler

Pursue kelimesinin Türkçe anlamı: takip etmek, izlemek, peşinden gitmek, uğraşmak

  1. I will pursue my dream of becoming a doctor. (Ben doktor olma hayalimi takip edeceğim.)
  2. The police officer pursued the suspect on foot. (Polis memuru şüpheliyi yaya takip etti.)
  3. She decided to pursue a career in music. (O, müzikte bir kariyer yapmaya karar verdi.)
  4. He pursued his passion for photography by attending a photography course. (Fotoğrafçılık tutkusunu, bir fotoğraf kursuna katılarak peşinden gitti.)
  5. The company is pursuing new business opportunities in Asia. (Şirket, Asya’da yeni iş fırsatlarını takip ediyor.)
  6. She pursued her interest in art by taking painting classes. (Resim dersleri alarak sanata olan ilgisini takip etti.)
  7. The police are still pursuing the suspect who robbed the bank. (Polis, bankayı soyduğu şüphesiyle hala takip ettikleri şüpheliyi arıyor.)
  8. He pursued a degree in economics at Harvard University. (Harvard Üniversitesi’nde ekonomi alanında bir derece takip etti.)
  9. The company decided to pursue a more aggressive marketing strategy. (Şirket, daha agresif bir pazarlama stratejisi takip etmeye karar verdi.)
  10. She pursued her love of travel by backpacking through Europe. (Avrupa’yı sırt çantasıyla gezerek, seyahat aşkını takip etti.)
  11. The government is pursuing policies to reduce carbon emissions. (Hükümet, karbon salınımını azaltmak için politikalar takip ediyor.)
  12. He pursued his goal of losing weight by going to the gym every day. (Her gün spor salonuna giderek kilo verme hedefini takip etti.)
  13. The company is pursuing a merger with a rival firm. (Şirket, rakip bir firmayla birleşmeyi takip ediyor.)
  14. She pursued her dream of opening a restaurant by taking culinary classes. (Mutfak sanatları dersleri alarak, restoran açma hayalini takip etti.)
  15. The police are pursuing leads in the investigation. (Polis, soruşturmada ipuçlarını takip ediyor.)
  16. He pursued his hobby of collecting stamps by attending stamp collecting conventions. (Pullar toplama hobisini, pullar toplama konvansiyonlarına katılarak takip etti.)
  17. The company is pursuing a more sustainable business model. (Şirket, daha sürdürülebilir bir iş modeli takip ediyor.)
  18. She decided to pursue a career in law after watching a courtroom drama. (Bir mahkeme draması izledikten sonra, hukuk alanında bir kariyer yapmaya karar verdi.)
  19. The police pursued the suspect’s car at high speed. (Polis, şüphelinin arabasını yüksek hızda takip etti.)
  20. He decided to pursue a master’s degree in computer science
  1. She pursued her dream of starting her own business by writing a business plan. (Kendi işini kurma hayalini, bir iş planı yazarak takip etti.)
  2. The company is pursuing a lawsuit against its former employee for stealing trade secrets. (Şirket, eski çalışanını ticari sırları çalmakla suçlayarak dava takip ediyor.)
  3. He pursued his passion for hiking by joining a hiking club. (Doğa yürüyüşüne olan tutkusunu, bir yürüyüş kulübüne katılarak takip etti.)
  4. The government is pursuing policies to promote renewable energy. (Hükümet, yenilenebilir enerjiyi teşvik etmek için politikalar takip ediyor.)
  5. She decided to pursue a degree in psychology after volunteering at a mental health clinic. (Bir ruh sağlığı kliniğinde gönüllü olarak çalıştıktan sonra, psikoloji alanında bir derece takip etmeye karar verdi.)
  6. The police are pursuing a suspect in connection with a series of burglaries. (Polis, bir dizi hırsızlıkla bağlantılı olarak bir şüpheliyi takip ediyor.)
  7. He pursued his interest in astronomy by building his own telescope. (Kendi teleskopunu yaparak, gökbilim alanındaki ilgisini takip etti.)
  8. The company is pursuing a partnership with a tech startup. (Şirket, bir teknoloji startup ile ortaklık kurmaya çalışıyor.)
  9. She pursued her passion for fashion by starting her own clothing line. (Kendi giyim markasını başlatarak, moda tutkusunu takip etti.)
  10. The police are pursuing an investigation into the disappearance of a local businessman. (Yerel bir iş adamının kaybolmasıyla ilgili soruşturma takip ediliyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.