Purge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Purge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Purge

Purge, temizleme anlamına gelir. Birçok farklı bağlamda kullanılabilir.

1. I need to purge my closet of old clothes. (Dolabımı eski kıyafetlerden temizlemem gerekiyor.)
2. The company is planning to purge some of its employees. (Şirket, çalışanlarından bazılarını temizlemeyi planlıyor.)
3. I have to purge my computer of all viruses. (Bilgisayarımı tüm virüslerden temizlemem gerekiyor.)
4. She decided to purge her social media of negative people. (Negatif insanları sosyal medyasından temizlemeye karar verdi.)
5. The athlete had to purge his system before the drug test. (Sporcu, ilaç testinden önce sistemini temizlemek zorunda kaldı.)
6. The government launched a campaign to purge corruption from the police force. (Hükümet, polis gücünden yolsuzluğu temizlemek için bir kampanya başlattı.)
7. The artist needed to purge her emotions onto the canvas. (Sanatçı, duygularını tuvale dökmek için temizlenmesi gerekiyordu.)
8. She decided to purge her inbox of unnecessary emails. (Gereksiz e-postalarını gelen kutusundan temizlemeye karar verdi.)
9. The city council plans to purge the park of homeless people. (Şehir konseyi, parktaki evsizleri temizlemeyi planlıyor.)
10. I need to purge my fridge of expired food. (Buzdolabımı süresi dolmuş yiyeceklerden temizlemem gerekiyor.)
11. The therapist suggested that she purge her negative thoughts through journaling. (Terapist, negatif düşüncelerini günlük tutarak temizlemesini önerdi.)
12. The company had to purge its database due to a security breach. (Şirket, bir güvenlik ihlali nedeniyle veritabanını temizlemek zorunda kaldı.)
13. The coach made the team purge their bad habits in order to improve. (Antrenör, takımın kendilerini geliştirmek için kötü alışkanlıklarını temizlemelerini sağladı.)
14. She went on a juice cleanse to purge her body of toxins. (Vücudundaki toksinleri temizlemek için meyve suyu temizliği yaptı.)
15. The school had to purge its student records due to a computer malfunction. (Okul, bir bilgisayar arızası nedeniyle öğrenci kayıtlarını temizlemek zorunda kaldı.)
16. The organization needed to purge its membership list of inactive members. (Örgüt, aktif olmayan üyelerinin listesinden temizlenmesi gerekiyordu.)
17. The priest suggested that he purge his sins through confession. (Rahip, günahlarını itiraf yoluyla temizlemesini önerdi.)
18. She decided to purge her home of unnecessary clutter. (Gereksiz kalabalığı evinden temizlemeye karar verdi.)
19. The team needed to purge

their playbook of outdated strategies. (Takım, eskimiş stratejilerin temizlenmesine ihtiyaç duydu.)
20. The chef had to purge his kitchen of spoiled ingredients. (Şef, bozuk malzemelerin temizlenmesi gerekiyordu.)

Overall, the word “purge” can be used in a variety of contexts, ranging from physical cleaning to emotional release to eliminating undesirable elements from a group or system.