Pruriently İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pruriently İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pruriently Nedir?

Pruriently kelimesi, cinsel dürtülerden kaynaklanan merak ve istekleri ifade eden, genellikle ahlaki olarak eleştirilen bir şekilde kullanılan bir sıfattır.

Örnek Cümleler:

  1. Pruriently staring at her cleavage, he made her feel uncomfortable. (Göğüs dekoltesine hırslı bir şekilde bakarak, onu rahatsız hissettirdi.)
  2. He asked pruriently about her sexual experiences. (Cinsel deneyimleri hakkında hırslı bir şekilde sordu.)
  3. The movie was criticized for its prurient content. (Film, içeriğindeki ahlaki olarak eleştirilen şeyler nedeniyle eleştirildi.)
  4. She was uncomfortable with his prurient behavior towards her. (Ona karşı ahlaki olarak eleştirilen davranışlarından dolayı rahatsız oldu.)
  5. He couldn’t resist his prurient urges and ended up cheating on his wife. (Eşine hile yapma konusundaki ahlaki olarak eleştirilen isteklerine dayanamadı ve aldatmaya karar verdi.)
  6. The book was banned for its prurient themes. (Kitap, içeriğindeki ahlaki olarak eleştirilen temalar nedeniyle yasaklandı.)
  7. She felt violated by his prurient gaze. (Onun ahlaki olarak eleştirilen bakışıyla ihlal edildiğini hissetti.)
  8. The magazine was criticized for its prurient photographs. (Dergi, içeriğindeki ahlaki olarak eleştirilen fotoğraflar nedeniyle eleştirildi.)
  9. She accused him of prurient behavior towards their daughter. (Kızlarına karşı ahlaki olarak eleştirilen davranışlarından dolayı onu suçladı.)
  10. The novel was criticized for its prurient language. (Roman, içeriğindeki ahlaki olarak eleştirilen dil nedeniyle eleştirild

    .)

  11. She felt uncomfortable with his prurient jokes. (Onun ahlaki olarak eleştirilen şakalarından rahatsız oldu.)
  12. The movie was criticized for its prurient scenes. (Film, içeriğindeki ahlaki olarak eleştirilen sahneler nedeniyle eleştirildi.)
  13. He was fired for making prurient comments to his coworkers. (İş arkadaşlarına karşı ahlaki olarak eleştirilen yorumlar yaparak kovuldu.)
  14. The politician’s prurient past was revealed by the media. (Medya tarafından politikacının ahlaki olarak eleştirilen geçmişi ortaya çıkarıldı.)
  15. She was disgusted by his prurient behavior at the party. (Partideki ahlaki olarak eleştirilen davranışından iğrendi.)
  16. The book was criticized for its prurient descriptions of sex. (Kitap, cinsellikle ilgili ahlaki olarak eleştirilen açıklamaları nedeniyle eleştirildi.)
  17. She accused him of making prurient advances towards her. (Ona karşı ahlaki olarak eleştirilen tekliflerde bulunmakla suçladı.)
  18. The movie was criticized for its prurient portrayal of women. (Film, kadınların ahlaki olarak eleştirilen tasvirleri nedeniyle eleştirildi.)
  19. He was arrested for possessing prurient material. (Cinsel içerikli ahlaki olarak eleştirilen materyale sahip olduğu için tutuklandı.)
  20. The magazine was criticized for its prurient articles. (Dergi, içeriğindeki ahlaki olarak eleştirilen makaleler nedeniyle eleştirildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.