Protruded İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Protruded İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Protruded kelimesi ne anlama gelir?

Protruded kelimesi “dışarı doğru çıkıntı yapmak” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. His tongue protruded from his mouth as he concentrated on the task. (Dilini görevde yoğunlaşırken ağzından çıkıntı yaptı.)
  2. The nail on my finger protruded painfully. (Parmak tırnağım acı verici şekilde çıkıntı yaptı.)
  3. The rocks protruded from the ground, making it difficult to walk. (Kayalar yere doğru çıkıntı yaparak yürümeyi zorlaştırdı.)
  4. The wire had been protruding from the wall for days, posing a safety hazard. (Tel duvardan günlerdir çıkıntı yapıyor, güvenlik açısından tehlike oluşturuyor.)
  5. The lump protruded from the patient’s abdomen. (Topluluk hastanın karın bölgesinden çıkıntı yapıyordu.)
  6. The branch protruded from the tree, blocking our path. (Dal ağaçtan çıkıntı yaparak yolumuzu engelledi.)
  7. The button on his shirt was protruding, so he fixed it. (Gömleğindeki düğme çıkıntı yapıyordu, bu yüzden düzeltti.)
  8. The blade of the knife protruded dangerously from the handle. (Bıçağın bıçağı tehlikeli şekilde sapından çıkıntı yapıyordu.)
  9. The book protruded from her bag, making it difficult for her to walk. (Kitap çantasından çıkıntı yaparak yürümesini zorlaştırdı.)
  10. The nail protruded from the floorboards, causing a tripping hazard. (Çivi, zemin tahtalarından çıkıntı yaparak tökezleme tehlikesi oluşturuyordu.)
  11. The stone protruded from the wall, creating an interesting texture. (Taş duvardan çıkıntı yaparak ilginç bir dokuya neden oldu.)
  12. The roots of the tree protruded from the ground, making it difficult to mow the lawn. (Ağacın kökleri yere doğru çıkıntı yaparak çim biçmeyi zorlaştırdı.)
  13. The turtle protruded its head from its shell. (Kaplumbağa kabuğundan başını çıkardı.)
  14. The nail polish on her nails was protruding, so she removed it. (Tırnaklarındaki oje çıkıntı yapıyordu, bu yüzden çıkardı.)
  15. The statue’s arm protruded from its body, creating a dynamic pose. (Heykelin kolunun vücudundan çıkıntı yapması, dinamik bir poz oluşturdu.)
  16. The plastic bag protruded from the trash can, making it difficult to close the lid. (Plastik poşet çöp kutusundan çıkıntı yaparak kapağı kapatmayı zorlaştırdı.)
  17. The jutting rock protruded from the cliff, providing

a scenic view. (Kaya uçurumdan çıkıntı yaparak manzaralı bir görüntü sağladı.)
18. The bulge in the tire caused it to protrude, making it unsafe to drive. (Lastiğin şişkinliği nedeniyle çıkıntı yaparak sürüş güvenliğini tehlikeye attı.)

  1. The zip on her jacket protruded, so she zipped it up. (Ceketinin fermuarı çıkıntı yapmıştı, bu yüzden kapattı.)
  2. The metal wire protruded from the wall, giving the room an unfinished look. (Metal tel duvardan çıkıntı yaparak odaya bitmemiş bir görünüm kazandırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.