Prone To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Prone To Nedir?
Prone To, Türkçe’de “eğilimli” veya “yatkın” anlamına gelir. Bir kişinin veya bir şeyin belirli bir durumla karşılaştığında o durumla karşılaşma olasılığı veya olasılığı yüksek olduğunu ifade eder.
Örnek cümleler:
- She is prone to getting sick easily. (O, kolayca hastalanmaya yatkındır.)
- This region is prone to earthquakes. (Bu bölge depreme yatkındır.)
- He is prone to overeating when he is stressed. (O, stresli olduğunda aşırı yeme eğilimindedir.)
- This type of material is prone to shrinking in the wash. (Bu tür malzeme yıkamada küçülmeye yatkındır.)
- The company is prone to making bad decisions. (Şirket kötü kararlar almaya meyillidir.)
- She is prone to procrastination when she has a lot of work to do. (O, yapacak çok işi olduğunda erteleme eğilimindedir.)
- The roof of this building is prone to leaks during heavy rainfall. (Bu binanın çatısı yoğun yağış sırasında sızıntıya yatkındır.)
- He is prone to losing his temper easily. (O, kolayca öfkelenme eğilimindedir.)
- This plant is prone to wilting in direct sunlight. (Bu bitki doğrudan güneş ışığına maruz kalmaya yatkındır.)
- The car is prone to breakdowns if it’s not properly maintained. (Araba düzgün bakım yapılmazsa arızaya meyillidir.)
- She is prone to anxiety in social situations. (O, sosyal durumlarda anksiyeteye yatkındır.)
- This neighborhood is prone to crime. (Bu mahalle suça eğilimlidir.)
- He is prone to making spelling mistakes in his writing. (O, yazılı çalışmalarında yazım hataları yapmaya yatkındır.)
- This type of fabric is prone to fading in the sun. (Bu tür kumaş güneşte solmaya yatkındır.)
- She is prone to allergies during the spring season. (O, ilkbahar mevsiminde alerjik reaksiyonlara yatkındır.)
- This software is prone to crashing if it’s overloaded. (Bu yazılım aşırı yüklenirse çökmeye eğilimlidir.)
- He is prone to getting lost when he travels to new places. (O, yeni yerlere seyahat ettiğinde kaybolma eğilimindedir.)
- This dog breed is prone to hip dysplasia. (Bu köpek ırkı kalça displazisine yatkındır.)
- She is prone to depression during the winter months. (O, kış aylarında depresyona yatkındır.)
- This river is prone to flooding during heavy rains. (Bu nehir yoğun yağışlarda taşkın yapmaya eğilimlidir.)
Prone To İle İlgili Cümleler (Devamı)
- He is prone to getting sunburned if he doesn’t wear sunscreen. (O, güneş koruyucu kullanmazsa güneş yanığına yatkındır.)
- This type of paint is prone to chipping easily. (Bu tür boya kolayca çizilmeye/yıpranmaya yatkındır.)
- She is prone to forgetting important dates. (O, önemli tarihleri unutma eğilimindedir.)
- This company is prone to layoffs during economic downturns. (Bu şirket ekonomik durgunluklarda işten çıkarmalara meyillidir.)
- He is prone to getting into arguments with his coworkers. (O, iş arkadaşlarıyla tartışmaya girme eğilimindedir.)
- This type of food is prone to spoiling quickly. (Bu tür yiyecekler çabuk bozulmaya yatkındır.)
- She is prone to overthinking things. (O, şeyleri fazla düşünme eğilimindedir.)
- This computer is prone to crashing if too many programs are open at once. (Bu bilgisayar aynı anda çok fazla program açılırsa çökmeye meyillidir.)
- He is prone to falling asleep during meetings. (O, toplantılarda uyuya kalmaya yatkındır.)
- This city is prone to traffic congestion during rush hour. (Bu şehir yoğun saatlerde trafik sıkışıklığına yatkındır.)
Hemen Yorum Yaz