Prompting İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prompting İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prompting Türkçe anlamı: yönlendirme, teşvik, harekete geçirme

Prompting kelimesi, bir kişiyi bir eylemi gerçekleştirmeye yönlendirmek veya teşvik etmek için kullanılan bir fiildir. Ayrıca bir hatırlatma veya çağrışım yapmak anlamında da kullanılabilir.

Örnek cümleler:

  1. I had to keep prompting him to finish his homework.

    (Ona ödevini bitirmesi için sürekli hatırlatmak zorunda kaldım.)

  2. She used subtle prompting to get him to propose. (Onu evlenme teklifinde bulunmaya teşvik etmek için ince bir yönlendirme kullandı.)

  3. The teacher’s prompting helped the student remember the answer.

    (Öğretmenin yönlendirmesi, öğrencinin cevabı hatırlamasına yardımcı oldu.)

  4. The coach’s prompting encouraged the athlete to push harder. (Antrenörün teşviki, sporcunun daha sert çalışmasını teşvik etti.)

  5. The doctor’s prompting led the patient to make lifestyle changes.

    (Doktorun teşviki, hastanın yaşam tarzı değişiklikleri yapmasına neden oldu.)

  6. The manager’s prompting helped the team meet their deadline. (Yöneticinin yönlendirmesi, takımın zamanına uymasına yardımcı oldu.)

  7. The reminder on my phone is a prompting for me to take my medicine.

    (Telefonumdaki hatırlatma, ilacımı almak için bir teşvik niteliği taşıyor.)

  8. The promptings of his conscience made him confess. (Vicdanının yönlendirmesi, onun itiraf etmesine neden oldu.)

  9. Her prompting made him realize the importance of taking breaks.

    (Onun teşviki, onun mola vermenin önemini fark etmesine neden oldu.)

  10. The teacher’s prompting helped the shy student participate in class. (Öğretmenin yönlendirmesi, utangaç öğrencinin sınıfta katılımını sağladı.)

  11. The coach’s prompting gave the team the motivation they needed to win.

    (Antrenörün teşviki, takıma kazanmak için ihtiyaç duydukları motivasyonu verdi.)

  12. The prompting of the audience made the comedian tell more jokes. (İzleyicilerin teşviki, komedyenin daha fazla şaka yapmasına neden oldu.)

  13. The promptings of hunger led me to the kitchen.

    (Açlığın yönlendirmesi, beni mutfağa götürdü.)

  14. The prompting of his curiosity made him explore the abandoned house. (Merakının yönlendirmesi, onu terk edilmiş eve keş

tirmeye itti.)

  1. The prompting of her fear made her run away from the dark alley.

    (Korkusunun yönlendirmesi, onu karanlık sokaktan kaçmaya yöneltti.)

  2. The promptings of his love for music made him practice every day. (Müzik sevgisinin yönlendirmesi, onu her gün çalışmaya yöneltti.)

  3. The promptings of her conscience made her apologize for her mistake.

    (Vicdanının yönlendirmesi, onun hatası için özür dilemesine neden oldu.)

  4. The prompting of the advertisement made him buy the new phone. (Reklamın yönlendirmesi, onun yeni telefonu satın almasına neden oldu.)

  5. The promptings of her ambition made her work hard to achieve her goals.

    (Hırsının yönlendirmesi, onun hedeflerine ulaşmak için çalışmasına neden oldu.)

  6. The prompting of the alarm clock made him wake up early. (Alarmın yönlendirmesi, onun erken kalkmasına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.