Prompting İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Prompting Türkçe anlamı: yönlendirme, teşvik, harekete geçirme
Prompting kelimesi, bir kişiyi bir eylemi gerçekleştirmeye yönlendirmek veya teşvik etmek için kullanılan bir fiildir. Ayrıca bir hatırlatma veya çağrışım yapmak anlamında da kullanılabilir.
Örnek cümleler:
-
I had to keep prompting him to finish his homework.
(Ona ödevini bitirmesi için sürekli hatırlatmak zorunda kaldım.)
-
She used subtle prompting to get him to propose. (Onu evlenme teklifinde bulunmaya teşvik etmek için ince bir yönlendirme kullandı.)
-
The teacher’s prompting helped the student remember the answer.
(Öğretmenin yönlendirmesi, öğrencinin cevabı hatırlamasına yardımcı oldu.)
-
The coach’s prompting encouraged the athlete to push harder. (Antrenörün teşviki, sporcunun daha sert çalışmasını teşvik etti.)
-
The doctor’s prompting led the patient to make lifestyle changes.
(Doktorun teşviki, hastanın yaşam tarzı değişiklikleri yapmasına neden oldu.)
-
The manager’s prompting helped the team meet their deadline. (Yöneticinin yönlendirmesi, takımın zamanına uymasına yardımcı oldu.)
-
The reminder on my phone is a prompting for me to take my medicine.
(Telefonumdaki hatırlatma, ilacımı almak için bir teşvik niteliği taşıyor.)
-
The promptings of his conscience made him confess. (Vicdanının yönlendirmesi, onun itiraf etmesine neden oldu.)
-
Her prompting made him realize the importance of taking breaks.
(Onun teşviki, onun mola vermenin önemini fark etmesine neden oldu.)
-
The teacher’s prompting helped the shy student participate in class. (Öğretmenin yönlendirmesi, utangaç öğrencinin sınıfta katılımını sağladı.)
-
The coach’s prompting gave the team the motivation they needed to win.
(Antrenörün teşviki, takıma kazanmak için ihtiyaç duydukları motivasyonu verdi.)
-
The prompting of the audience made the comedian tell more jokes. (İzleyicilerin teşviki, komedyenin daha fazla şaka yapmasına neden oldu.)
-
The promptings of hunger led me to the kitchen.
(Açlığın yönlendirmesi, beni mutfağa götürdü.)
-
The prompting of his curiosity made him explore the abandoned house. (Merakının yönlendirmesi, onu terk edilmiş eve keş
tirmeye itti.)
-
The prompting of her fear made her run away from the dark alley.
(Korkusunun yönlendirmesi, onu karanlık sokaktan kaçmaya yöneltti.)
-
The promptings of his love for music made him practice every day. (Müzik sevgisinin yönlendirmesi, onu her gün çalışmaya yöneltti.)
-
The promptings of her conscience made her apologize for her mistake.
(Vicdanının yönlendirmesi, onun hatası için özür dilemesine neden oldu.)
-
The prompting of the advertisement made him buy the new phone. (Reklamın yönlendirmesi, onun yeni telefonu satın almasına neden oldu.)
-
The promptings of her ambition made her work hard to achieve her goals.
(Hırsının yönlendirmesi, onun hedeflerine ulaşmak için çalışmasına neden oldu.)
-
The prompting of the alarm clock made him wake up early. (Alarmın yönlendirmesi, onun erken kalkmasına neden oldu.)
Hemen Yorum Yaz