Promiscuous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Promiscuous Nedir?
Promiscuous, “çok eşli” veya “açık fikirli” anlamına gelen bir İngilizce kelimedir.
Örnek Cümleler:
- She has a promiscuous attitude towards relationships. (O, ilişkilere karşı çok açık fikirli bir tutuma sahip.)
- The promiscuous behavior of some animals can lead to the spread of diseases. (Bazı hayvanların çok eşli davranışları hastalıkların yayılmasına neden olabilir.)
- He accused her of being promiscuous because she had dated several men. (Birkaç erkekle çıktığı için onu çok eşli olmakla suçladı.)
- The promiscuous use of antibiotics has led to the emergence of antibiotic-resistant bacteria. (Antibiyotiklerin çok yaygın kullanımı antibiyotik dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına neden oldu.)
- She didn’t want to be labeled as promiscuous just because she enjoyed sex. (Seks yapmaktan hoşlandığı için çok eşli olarak etiketlenmek istemedi.)
- Some people believe that the promiscuous behavior of teenagers is due to a lack of parental guidance. (Bazı insanlar gençlerin çok eşli davranışlarının ebeveyn rehberliğinin eksikliğinden kaynaklandığına inanıyor.)
- The promiscuous use of natural resources has led to environmental degradation. (Doğal kaynakların çok fazla kullanımı çevre bozulmasına neden oldu.)
- She was criticized for her promiscuous clothing choices. (Kıyafet seçimleri nedeniyle çok eşli olarak eleştirildi.)
- The promiscuous nature of the internet makes it difficult to control the spread of misinformation. (İnternetin çok açık fikirli yapısı yanlış bilginin yayılmasını kontrol etmeyi zorlaştırıyor.)
- Some people think that the promiscuous behavior of celebrities is just a publicity stunt. (Bazı insanlar ünlülerin çok eşli davranışlarının sadece bir reklam hilesi olduğunu düşünüyor.)
- The promiscuous use of credit cards can lead to debt problems. (Kredi kartlarının çok fazla kullanımı borç sorunlarına neden olabilir.)
- She didn’t like the promiscuous atmosphere of the nightclub. (Gece kulübünün çok eşli havasından hoşlanmadı.)
- The promiscuous behavior of some politicians can damage their reputation. (Bazı siyasetçilerin çok eşli davranışları itibarlarını zedeleyebilir.)
- The promiscuous use of pesticides can harm the environment and human health. (Pestisitlerin çok yaygın kullanımı çevreye ve insan sağlığına zarar verebilir.)
- He was labeled as promiscuous because he had multiple sexual partners. (Çok sayıda cinsel partneri olduğu için çok eşli olarak etiketlendi.)
- The promiscuous use of social media
- The promiscuous use of social media can lead to addiction and mental health issues. (Sosyal medyanın çok fazla kullanımı bağımlılığa ve zihinsel sağlık sorunlarına neden olabilir.)
- Some people view polyamory as a form of promiscuity, while others see it as a valid relationship choice. (Bazı insanlar çoklu aşkı çok eşlilik olarak görürken, diğerleri geçerli bir ilişki tercihi olarak görüyor.)
- The promiscuous behavior of some individuals can lead to the spread of sexually transmitted infections. (Bazı kişilerin çok eşli davranışları cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yayılmasına neden olabilir.)
- She didn’t like the promiscuous way he talked about women. (Kadınlar hakkında çok açık fikirli konuşma tarzından hoşlanmadı.)
- The promiscuous use of technology can lead to a lack of face-to-face communication skills. (Teknolojinin çok fazla kullanımı yüz yüze iletişim becerilerinin eksikliğine neden olabilir.)
Türkçe Karşılıkları:
- çok açık fikirli
- çok eşli
- çok eşlilik yapmak
- çok yaygın kullanım
- çok eşli olarak etiketlenmek
- ebeveyn rehberliğinin eksikliği
- çok fazla kullanım
- çok eşli giyim tarzı
- çok açık fikirli yapısı
- reklam hilesi
- çok fazla kullanımı
- çok eşli havası
- çok eşli davranışları
- çok yaygın kullanımı
- çok eşli olarak etiketlenmek
- çok fazla kullanımı
- çok eşlilik / çoklu aşk
- çok eşli davranışları
- kadınlar hakkında çok açık fikirli konuşma tarzı
- çok fazla kullanımı
Hemen Yorum Yaz